SÜRGÜNÜN DÜŞÜ
yağmur sonrası yayılan toprak kokusuydu tenin.
nazlı bir çiçek gibi, baharmış gibi yayılırdın rutubet kokan odamdan içeri. hayaline dalarım sonra, bir göz yumma anında, bir ülke, bir şarkı alır beni. penceremin ardında uzun uzadıya bir şehir, acılar, sevinçler, umutlar enkazı, az önceki yağmurla temizlenip, senden aldığı kokuyla gülümsedi, gözlerimin içine çığlık çığlığa gülümsedi. kondular gülümsedi ilk önce, bir işçi yorgun girerken sokağa. çocuklar ellerinde rengarenk fırçalarıyla duvarlara çizdi kendi dilinde özgürlüğü, sonra kuşlar, onların dili ortaktı kanat çırptılar yaşlı çınarın dallarına. sonra köylerden, kondulardan yürüdüler, şehirlerin karanlığına, ’dalga dalga aydınlık oldular.’ sen sevdiğim, toprak kokulu yarım benim; her yağmur gözlerimi kapatıp içime dolduruyorum seni, memleket oluyor bana bu sürgün yeri. hayal değil gülüm, gerçeğin yansıması bugünler, ilk yağmurla geleceğim, ilk yağmurla; çocuklarla rengarenk boyayacağız memleketi. |
bahar kokulu şiir...
saygılar güzelliğe.