Okuduğunuz şiir 27.1.2010 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Vasiyet
dün öldüm. bügün senin için yeniden doğuyorum!
ruhumu küle dönüşen bir ateşle takas edince anladım içimdeki buz dağının erirken geçirdiği hastalıklı iklimi üzerime yorgan diye çektiğim her gecenin ve beni teselliye soyunan her aptal hecenin ardından dört mevsim gözyaşı kan ağlamıştım dalımdaki yaprakları yeşil tutarken kaybettim gövdemi öksüz bir kimliğe özgür bir serüven ekleyince öğrendim sancılı bir göbek bağında ölümü de sevmeyi
Araf’ta sonsuz bir beklemenin tartısında ağır kalacak günahlarım vicdanını en ağır sehpaya asan bir azap mevsimindeyim ölüm ayinlerinde ruhumla dans edip iç ceplerime gözlerinden iki cehennem dolduruyorum bana her baktığında sadece senin için düşürdüğüm kirpiklerimden bir köprü kuruyorum kendime ve o köprüde içimde ki Tanrı’yla karşılaşıyorum
ahh! gözlerine hicret ettiğim iki dünyacennetim rengini kaybetmiş bir semadır seni dileyen avuçlarım ayaklarım şeytana kalbim Allah’a çarparken yarım ağız bir günah duvarında son buluyor bütün dualarım ömrümün her harfinde sana ibadetim toplayıp miadını dolduran saatleri ardından tapmaya hazır bir kova dolusu vedalı cümle döküyorum
dudağına oturduğum kirli bir nehrin öteki yakasıyım gözleri açık şiirlerim vasiyetimdir
beni vanası bozuk bir gözyaşı çeşmesinde yıkasınlar gözlerimi avuçlarında ellerimi saçlarında unutsunlar ayaklarımı denize gövdemi toprağa gömsünler ardımdan bir kalem bir kağıt senin için kalbimi nasıl sildiğimi yazsınlar
ezberime kırık not düşen ayların ismini seninle değiştirdim mutlu yıllar kendim...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Vasiyet şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Vasiyet şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Kendine has imgeleriyle yine bir Faik Danışman şiiri... Şiir demek belki haksızlık olur belki... Şiirden ötesin sen her daim... Seni okumak büyük keyif...
Emeğine saygım sonsuz... Hüzün bitimlerinde olsun yürek atışların arkadaşım.
Hayran oldum demek inan öyle hafif kalır ki.Keşke senin kadar yazabilsem keşke. Yüreğini kaleminin ucundan damıtan gücün önünde saygımla eğiliyorum. Sen yaz hep yaz .Allahım elinden kalemini düşürmesin. Sağlıkla, mutlulukla, esenlikle geçireceğin nice seneler diliyorum. Haklı başarını kalben kutluyorum. Sevgi ve saygılarımla.
iyi bir kalemden böyle güzel övgüler almak daha da mutlu ediyor ve şiir şevkimin artmasını sağlıyor tşk.ediyorum eşliğiniz ve dostluğunuz için sevgiler
"dudağına oturduğum kirli bir nehrin öteki yakasıyım gözleri açık şiirlerim vasiyetimdir"
Bu Şiir artık bir insanın ruh halinin somut hali mi desem ölerek tekrar doğmak, ki insanlar acı çeke çeke olgunlaşmıyor mu? Tüm bunlara rağmen dirilmeyi beklemek bu da umutlu olmaktan geçiyor diğer boyutu gölgelerin canlanması tabi hayalen ve işte günün şiiri. Yürekten kutladım
" Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar" İsmet Özel Bir resme girip cansız olma hali yani foto kamereya gülümserken aslında o resimde cansız olmuştur. Şiirle ilişkilendirmek amacım değil ama şiirin kaç boyutlu olduğunu söylemek niyetine. İşte Sevgili Faik'in şiirinin çok boyutlu olduğunu gördüm.
Tasavvufta aşka,erdemin sebiline kanmaya aç biil aç gezinenlere 'ölümden evvel ölümü zikredin' derler..Başlangıç noktası aleni ama sonu belirsiz bir şiir,ucu açık,elastik bir nehir..Hani hangi köşesinden tutarsam başka bir kıyıya varacağım,hangi duygunun yumağına sarınsam başka ahvali sırtlanacağım..Öylesi demleme bir şiir.. Her son bir başlangıca gebedir aslen.Aşk uçurumu arşınladığında başka bir ayrım,başka bir sapak çıkar karşımıza.Arada bir sınır vardır ya,hani tek kareyi iki kare haline getiren o naif çizgi,o farklılığı zerk eden sınırdır işte bu şiir..Arada kalmışlığın yansımasıdır ki Araf'tan dem vurmuş hemde ne dem vurma,çağlamış satırlar kalem o bilinen ummana dayatılınca.. İki tür aşk cereyan etmiş şiirde,maddi aşk ağır basıyor görünürde ki ardında zahiri aşkı galeyana getiriyor duyguları ve şiir;şair elinden aksettiriyor gönlün dile itaatkârlığını.. Enfes bir şiirdi,çok yoğun işlenmiş duygular..Kurulan cümlelerde keskin,duyguları körükler mahiyette olunca tadına doyulmuyor şiirin.. Tebrik ve teşekkürler mükellef paylaşımından sebep şaire ve günün şiirine..
Şiir adından da anlaşılacağı üzere bir vasiyetname ama bir intiharın ya da bileye isteye bir ölümün öncesinde hazırlanan bir vasiyetname taslağından çok; " elimden geleni yaptım, artık bekliyorum ölümü " diyen bir dingin ruh hali..
Şairler düşünüyorum, Sezai Karakoç ve İsmet Özel geliyor aklıma. Sezai Hoca genelde mutedil, ılıman isyan etmeyen şiirler yazar gibi geldi bana, daha çok eski şiirlerinden söz ediyorum elbette. İsmet Özel ise hep dikine, hep ileri, hep sert ve asi şiirler yazmış Ya da benim okuduğum şiirleri bu kanaati oluşturmuş bende.. Aslında iki büyük ismi kıyaslayarak farkına varmadan incitebilirim o güzelim şiirlerini. Dişime göre yaşayan şairler düşünüyorum...
Hah !.. buldum, Yılmaz Odabaşı ve Cezmi Ersöz.. Yılmaz Odabaşı feodaliter bir yaşama kafa tutarak ordan da kapitalizme, emperyalizme savaş açan, açtığını şiir ve öykü yoluyla vurgulayan bir şair, bir yazar Cezmi Ersöz ise tam aksine, burjuvazi bir yaşam biçimini yadırgayarak feodaliter bir yaşamdan mağdur olanların safında yer almaya çalışan ve bu uğurda mücadele veren bir yazar, şair.
Bu söyleiklerimin şiirle ve günün şairiyle nasıl bir bağlantısı var diye merak edebilrsin sevgili Faik, şöyle ki; Cezmi Ersöz aşkı şiirleştirip öyküleştirirken feodal bir aşık rolüne bürünür, ağlak bir ruh hali ile yazar. Yılmaz Odaşı ise tam tersi bir durum içindedir, savaşçı, sürekli inat eden, isyan eden aşkı savunurken aşkı çok da umursamayan bir hava içindedir..
Yukarıdaki şiirle akalakası ise aşkı için mücadele veren birinin direnişi var ama pasif bir direniş. Düşünün ki şehir işgal edilmiş, son kaleyi savunan savaşçı bulunduğu kapının da düşeceğinin bilincinde ama artık onun için yıkılmak ve işgal edilmek önemli değildir, önemli olan onun vereceği savaştır, yapacağı direniştir. Şiirde sevdasını savunurken elinden gelen bir direnişçi, bir aşk koruyucusu var ama bunu sevdiğine karşı yaptığından esaret duygusundan kurtulamıyor. Zira aşktan doğmuş, aşkta büyümüş ve orda ölecek, ölürken de yeni bir yaşam biçimi, yeni bir hayat yeşertecek..bunun bilincinde veya değil, sevdanın onurlu ya da onursuz hali umurunda değil, sadece sevdiğine karşı savaş verirken onu çok incitmemenin derdindedir..
Şiire çok da haksızlık etmemek adına, daha doğrusu şiir iyi olduğundan şairinin duruşuna haksızlık etmeden konuşmak istiyorum şiirle ama şiiri sahiplenip, duyguları sahiplenip öyle konuştuğumdan söyleiğim bir çok şeyi aslında kendime söylüyorum şair.. O yüzden rahat olunuz siz..
Aşkta ölünerek yaşanan bir doğum, yeni, yenilenerek kabaran bir hayat..Sırf bu yüzden yer yer ruhu fiziğindeen ayrılıp arafa oradan yarin belcesine, alnına yüzüne, gözbebeğine uğruyor.. Metaforik bir seyahate çıkıyor...Ruhun eşyayı, ruhun madde alemini aşması..
Şiir; hayatın, sevdanın ölüm ötesinde bir seferidir..
Ne desem bir şeyleri titretebilir sesim.. Yeniden okuyarak şiiri ve selamlayarak şairi.. Susuyoruz..
dalımda ki yaprakları yeşil tutarken kaybettim gövdemi öksüz bir kimliğe özgür bir serüven ekleyince öğrendim
ÖĞRENDİKLERİMİZ DERS OLMALI CANA... YOKSA DÖN DOLAŞ AYNI YANLIŞIN ETRAFINDA... ANCAK GÖRÜYORUM Kİ ŞAİRDE ÇOK AMA ÇOK İYİ ÖĞRENMİŞ... DÜŞMEMİŞ BİR DAHA YANLIŞA VE KENDİNE YENİ UMUTLAR, YENİ YILLAR HEDİYE ETMİŞ..
öğrendiklerimizi öğrenemeyenlerle uygulamaya geçince yine eksik kalıyor bir çok şey...hayatıtımıza etki edenlerle de alakalı herşey..bir şeyleri öğrenmek çok şeyi çözmek anlamına gelmiyor ne yazıkki teşekkür ediyorum düşünceleriniz için sevgiler
Muhtevasındaki olgunluk ve kelimelerin birbiriyle uyumu dikkate alındığında okurken okuyucuyu sarana muhatabıyla hemhal olna şiir güne gelmeyi en çok hakeden şiir olmuş.
Nadide bir şiir olmuş .Şairin şiirde geldiği noktayı hayranlıkla izliyorum.Türk şiiri adına çok sevindirici.
güzel düşünceleriniz ve değerli yorumunuz için tşk.ediyorum bize düşen üzerine daha fazla katarak daha iyiyi yakalayabilmek ve paylaşıma sunabilmek olmalıdır..her şiirden sonra yeni doğan cümlelere karşı sorumluluğumuz biraz daha artıyor sizi yeniden sayfamda görmek mutlu etti hocam tşk.ederim.
Beynin törpülenişi,yüreğin titreyişiyd şiir, kahırlar ve çileler varsa yılların içinde daha dün gibi taptaze durur gözümüzün önünde...Duyduk yüreğin titreyişini,gezinirken hecelerin üstünde bizi de titrettiğin gibi.
Her ölüm bir doğuş senin de dediğin gibi zor olsa da..
Tebrikler Faik ve teşekkürler yüreğinin nağmelerini bizimle paylaştığın için.
Ardında bıraktığın soğuk iklimlerin ağlattığını birgün bileceksin Bırak mehtaba sinmiş gözlerinin şavkını Ben arafta sevdim gülüşünü Gitmeye en yakın cümlelerin ünlemine adadım senli saatlerimi Ve kal demenin hüznüne sabahı konuk ederken git. git.
Şefkatimi verdiğim her yağmura tenimi yıkatıp kendime ses vermeyeceğim. Ezberimde yamalı hecelere dokunup sana türküler dileyeceğim Beni martıların gözlerinde vur Ölümü sıcak şiirlerin nefesiyle seveceğim
Ben sesli dinledim şiiri ve eşlik ettim yüreğime ilişen harflerin ağlayışıyla Yüreğine sağlık Aspendos....Saygımla
ahh! gözlerine hicret ettiğim iki dünya cennetim rengini kaybetmiş bir semadır seni dileyen avuçlarım ayaklarım şeytana kalbim Allah’a çarparken yarım ağız bir günah duvarında son buluyor bütün dualarım ömrümün her harfinde sana ibadetim toplayıp miadını dolduran saatleri ardından tapmaya hazır bir kova dolusu vedalı cümle döküyorum
ahh! gözlerine hicret ettiğim iki dünya cennetim rengini kaybetmiş bir semadır seni dileyen avuçlarım ayaklarım şeytana kalbim Allah’a çarparken yarım ağız bir günah duvarında son buluyor bütün dualarım ömrümün her harfinde sana ibadetim toplayıp miadını dolduran saatleri ardından tapmaya hazır bir kova dolusu vedalı cümle döküyorum
güzel düşüncelerin ve değerli yorumun için tşk.ediyorum sevgili Neslihan. şiirlerden başka bırabileceğimiz ne olabilir ki. herkesin mirası farklı olabilir.. bu arada hala fotoları alamadığımı hatırlatmak isterim:)) sevgiler canım...
hımmmm :)) güzeldi, öykülendi gecem sevgili Faik, hele bazı yerlerde ısrarla gözlerimi bıraktım, dedim buraları alsam da bir başka ruhla düete bulasam, iznin var mı ?
dalımda ki / dalımdaki olması gerekiyor diye biliyorum, çünkü ki burda bir bağlaç değil bütünleme gibi. şiirde tek ısınamadığım ve bana göre de sırıtan kullanım ; vanası bozuk çeşme / o dize Bülent Ersoy klibini hatırlattı, seni köyünün yağmurlarında huriler yıkasın Faik ;)
güzel paylaşımın için teşekkürler.
Arzu Altınçiçek tarafından 1/28/2010 1:44:01 AM zamanında düzenlenmiştir.
:)) hehehe sadece kulağıma aşina gelen sözleri araştrıyorum, Hakkı bulut oradan geldi, yanılmamışız da :) şimdi ben desem ki sana ben o köyümün yağmurlarını ilk Kıbrıs' ta yıllar önce bir davette bir erkekten dinlemiştim :) ama adını söylesem bilemeyeceksin... Arabesk elbette "asla dinlemem" diyenlerin bile uzaktan yakından kulağına giren bir müzik türü, keza benim de öyle. Ayrıca arabesk denilen tür küçümsenmemeli bana göre tam tersi, bu müzik türüne daha çok önem verilmeli. Zira toplumun gelir ve kültür düzeyi "acılı" ya yönlendiriyor çaresizliği, efkarlanıp sigara içmek gibi bir şey. Minibüs olayına hiç girme annem küçük ellerimden tutardı kucağında otururken sonrası asla olmadı, ben otobüse binmeye bile korkarım Neslihan şahidim :)) Müzik dinlemek için toplu taşımalara gerek yok, trafikte camın açık olmadan yandaki arabada memleketini özleyenlerin yöresel türkülerinle yurdun her yerine gidip geliyorsun.
aşk pınarının vanaları açık, gözyaşların çöle dönsün :)
sevgili Arrzu son zamanlarda çok arabesk dinliyorsun sanırım::) dün de bir başka şiire hakkı bulut yakıştırması yapmıştın.bugün de bülent ersoy..sen minibüslere çok binmeye başladın bu ara galiba:)) canımsın..tşk.ediyorum değerli yorumun için... vanaları kapatacaz merak etme hiç:))
beni vanası bozuk bir gözyaşı çeşmesinde yıkasınlar gözlerimi avuçlarında ellerimi saçlarında unutsunlar ayaklarımı denize gövdemi toprağa gömsünler ardımdan bir kalem bir kağıt senin için kalbimi nasıl sildiğimi yazsınlar
ve hep kendine doğar insan...iyi ki duğdun kendine...mutlu yıllar kendin...
her doğuş bir hicrettir kendinden kendine...her hicrette büyür insan düşerse içindeki köze...dokunur sinir uçlarına hayat..senden sonrasını senden önce söküp at...sana sendir tek gülen...sana sendir edinimsiz yarenlik eden...yüreğinin kıyılarında sınama hayatını..ya çekil kıyısından ya da içine doldur en kıyağından..sana büyük şeyler dilemeyeceğim...sen zaten en ufak zerreyi bile nasıl besletip büyüteceğini biliyorsun kendinde... hep kendinle kal yeter inan...
her çalışmasında spontane bir duruş yakaladığımı söylemeden edeceğim..yoksa bu kadar estetik durmaz diye düşünüyorum bunca soyut kavram harmanlanınca insan olmanın somutluğunda...nasıl oluyor bilmiyorum ama ciddi ciddi yüreğin çıkarıyor bu sesleri ki bu derece kendimiz gibi geliyor bize şiir..
sana dilenebilecek tüm güzellikleri dileyerek şiirin ölü çocuğu...öpüyorum seni..
sona geldim bir avuç merhamete gebe kaldı yüreğim yolum, sonu olmayan bir bulutun köşesinde gözlerim boşluğunda kayıp bir hece durduramadım bir sızı ile gömüldüm geleceğime
hangi şiirim senin hangi sözlerim devamında gelecektin
şimdi kayıp bir şehrin ,günü doğmayan toprağında bedenim beyaza sarılmışım ellerim çeyiz sandığına kitlenmiş gibi kıpırdamıyor naftalin kokusu yerine ten dokusu düşüyor burun deliklerime
ama ruhum dört yanımda gezinen özlemin
vasiyetlerim şiirimin son satırında gizli
BIRAKTIKLARINLA GÖZ UÇLARIMDASIN
........................ s u s t u m ........................
Araf’ta sonsuz bir beklemenin tartısında ağır kalacak günahlarım vicdanını en ağır sehpaya asan bir azap mevsimindeyim ölüm ayinlerinde ruhumla dans edip iç ceplerime gözlerinden iki cehennem dolduruyorum bana her baktığında sadece senin için düşürdüğüm kirpiklerimden bir köprü kuruyorum kendime ve o köprüde içimde ki Tanrı’yla karşılaşıyorum
"beni vanası bozuk bir gözyaşı çeşmesinde yıkasınlar"
bu kocaman bir şiirdi denizine akan bir nehrin buğu taşıyan sularında.
ve mutlu yıllar kendin...
ve içimizdeki tanrıyla karşılaşma olgusu hep yıkım anlarımıza rastlayan tesadüf,ruha yüklenen felsefik onarıcılık ben den______ bize yükselen bir uzaduyum.
bütün bunlara giydirilen bir poetik duruş ve şiir makyajını temizledi şimdi bak bana, evet çok şiir...
ben günümün bana ait olan kısmında en iyi şiiri okudum. keyifle teşekkür ediyorum Faik.
mutlu yıllar kendim..iyi ki varım..zindanların yegane sevgilisi, çöllerin beklediği serap,bulvarların soğuk iklimi, kağıdı kalemi dahası bu ülkenin çözülmemiş diliyim..Elveda derken leyla , bitmeye namzet mecnun olarak diyebilirim bende;
dün öldüm. bügün senin için yeniden doğuyorum!
mutlu yıllar kendim..iyi ki varım..yaptığım her şeyin söylediğim her sözün arkasında dururum..sahici bir aşkın küllerini öprerek kendime doğuyorum..diyorum işte o zaman;
ahh! gözlerine hicret ettiğim iki dünya cennetim rengini kaybetmiş bir semadır seni dileyen avuçlarım ayaklarım şeytana kalbim Allah’a çarparken yarım ağız bir günah duvarında son buluyor bütün dualarım ömrümün her harfinde sana ibadetim toplayıp miadını dolduran saatlerimi Ardından tapmaya hazır bir kova dolusu vedalı cümle bırakıyorum
Faik Danışman şiirinde hep güçlü bir anlatım,sürrealist gibi görünen ama içine dalınca aleni bir karanlığın içinde kendimi de buluyorum..Sözden başka bir şeyi kalmamış kavgasını sevmekten başka sevgisi kalmamış adamlar olarak onu çok iyi anlıyorum yada anladığımı sanıyorum
bu sayfalarda şiirden daha fazla şey belkide kendimde kaybettiğim "ben"i onun şiir aynasında tekrar buluyorum
usta bir kalemden böylesi cümleler okumak çok mutlu etti beni. bilirim ki şahan çoker iyi br şair olduğu gibi çok iyi bir insan ve dottur bunu tanıma fırsatı bulmak değerliydi benim için.. herşey için teşekkür edecem bir gün hocam sevgimle..
ezberime kırık not düşen ayların ismini seninle değiştirdim mutlu yıllar kendim... .........................MUTLU YILLAR KARDEŞİM MUTLU VE UMUT DOLU BİR ÖMÜR DİLİYORUM
yine mükemmel bir eser mütişsin sen sevgiler bıraktım kapına:)
Kendine has imgeleriyle yine bir Faik Danışman şiiri...
Şiir demek belki haksızlık olur belki... Şiirden ötesin sen her daim...
Seni okumak büyük keyif...
Emeğine saygım sonsuz...
Hüzün bitimlerinde olsun yürek atışların arkadaşım.
Sevgilerimle.