Okuduğunuz şiir 28.11.2013 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Keşke Yaramızdan Sevebilseydik Birbirimizi
Bu kente en son gaz bombası atıldığı gündü, yüzündeki son gülüşle karşılaşmamız sen telaşını saklayacak bir sokak arıyordun ben işaret parmağıma bir arkadaş kan revan içindeydi cümlelerimiz sesimizde küfür yüzümüzde yaş ardımızda aynı dili konuşan zebaniler ve duamızı duyacak bir Tanrı arıyorduk ikimiz!
//
Hadi bir ucundan tutup anlamaya çalışalım birbirimizi Sen bana biraz trafik sorununu anlat En acımasız sokak kalabalığını Ben sana faili meçhul bir cinayet hikayesi ağlayayım koca şehirlerin çıplak yalnızlığını Ya da boş ver bana biraz deniz manzarası gönder En tuzlusundan Ben sana yanmış palamut ağaçları vereyim Sonra oturup kendi k/özümüzde bir çay içelim
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Tanrı bağışlayıcı ve rahimdir Kulları arasında ayrım gözetmez dost kalem Başka tanrı aramak şirktir ve günahların en büyüğüdür Her halde sürçü lisan ettiniz hoşça kalın Yürekten edilen her duayı duyar günahlarımızı bağışlar o tektir eşi benzeri yoktur
Ne dersem diyeyim, koca bir enkaz küllerinin dumanına en fazla isim olur bilin...
Hangi şiirini okursam okuyayım -özel şiirler müstesnâ- böyle bir slogan saklı sanıyorum. Bir katil misâl, saklıyor kendini (sana katil demek istemiyorum teşbihte hata olmasın deyim ama böyle yazdım var bir şey demek ki).. Bâzı insanlar var. Hattâ ne ilginçtir ki bugün sabah yolculuğunda düşündüm bunu. Çok güçlü görünürler ve kırarlar geçerler. Lâkin ola ki bir yalnızlık düşerse kendi paylarına böyle bir yıkımı en mağdurdan dahi izlemek imkânsızdır.. Bu şiirlerde ise bir sonraki adım var ve artık çay muhabbetine geçilip neylersen ... Devamını getirmiyorum çünkü en fazla şiirdir bu kötek değil. Yazılabiliyorsa var demek ki diri hisler..
Öteki taraftan bakınca. Ne bombayı severim ne dumanı ne silahı ne de yalın ayak anne deyi ağlayan çocukların fotoğraflarını.. Yıllar oldu buradayım hep aynıydım ve hep sevmedim onları. Psikologlar çocukluğum deyi diretseler de hayır bu bir inkâr değil bu bir iman! Nasıl ki Aspendos tanrıdan vazgeçemiyor ben de zûlme susmaktan... Susmadığımızda neler olduğunu hep gördü âlem, teferruatı şart değil bugün.
Ve hemen..
Dedim ya sevmem. Yukarıdakinin mükerrer hâlini yazmayacağım. Başka bir pencere diyorum. Çay da varmış hazır.Dün bir film..hayır dün izlemedim. Bir hafta boyunca bir filmi izledim. Her seferinde baştan sona değil, parça parça.. Olağan şartlarda ikibuçuk saat süren bir film iki hafta değilse de -iki demeyeyim ayıp olur- bir haftada izledim ve adam şöyle diyordu bir sahnede:
"nerden bilebilirdim ki o sabah gülüşünün mezarı kazılıyordu uzak bir kentte.."
O an..işte ara verdiğim bir yeri de orasıydı. Nasıl bir cümledir bu dedim. Çok etkilenmiştim..
Şimdi. Şaşkın mıyım. Şurada hani ikinci dize. Bir çocuk bir anne ve bir. Başka bir yok. Hepsi bu kadar. Ya annedir ya evlattır çâresi yok denilen hâlden ağlayan. Ardından devâmen bakıyorum.. Şiir benlik değilmiş, üç cümle öncesinde bunu görüyorum. Dar vakitler dar yollar ve cömert yolcular..İnan bana göre değil bunu tasvir etmek ya da tasvirine "he" demek ama sen kalemine uygun dizeleri yazmışsın. Bunu da görebiliyorum ve lezzeti tek kıble oldu her zaman.
Ve en son fakat.. Okur nankördür derler -nerede dendiğini bilmiyorum- ama şiirlerin burada yok bunu görebiliyorum ve bu hiç güzel bir şey değil.. Okura sanki isyan hayır doğru kelime bu değil, yani daha yumuşak hâli "sitem".. Bu bir sitem mi yoksa yoluma bakarım mı.. Hani demeyeyim diyorum ama demediğim de görülmüş şey değildir..
Kutluyorum. Şiir çalışmalarını ve şiire, her mısraya verdiğin emeği. Çünkü nasıl yazıldığının farkındayım. Pür elem keder..geceleri sabaha kadar gam üflemek.. falan değil kastım biliyorsun. Neyse ne. Okuttuklarından evveli daha güzeldi diyen varsa buyursun ötekileri okusun, bugün bizimki kadar demokratik bir ülke daha yok değil mi.. Yıkıp kurmakta "ben istediğimi.." demekte üstümüze yok.. (ne çenesi düşük şu Havîn'nin diyorsun değil mi..gözüne dizine yılda bir gelmiş -yâni ara ara yazsan da hesaplayınca yılda bir'e denk düşüyor tabiî matematiğim iyi değildir ama istatistiğim hep çok iyiydi- getirdiği de yazdıklarının çeyreği bile değil gel de sus.. Gittim gittim :))..)
Selâm ile..
Esen kal.
**Havin_** tarafından 11/29/2013 10:44:50 AM zamanında düzenlenmiştir.
Öncelikle şiiri güne taşıyarak, daha fazla okuyucuyla buluşmasına vesile olan,seçki kurulu üyelerine, değerli yorumlarıyla katkıda bulunan, bütün şiir sever dostlara ,üye veya üye olmayan tüm okuyanlara teşekkür ediyorum.
Şiirle ilgilenen ,şiire emek veren veya bu konuda idealleri olan güzel insanlara bütün samimiyetimle söylemek isterim ki ''EDEBİYAT DEFTERİ'' bu anlamda bir şiir okuludur.(ilk yazdığım şiirlerimi aktifleştirirsem daha iyi anlaşılır ne demek istediğim:) bu yüzden burada şiire bir yerinden bulaşmak ,o havayı solumak, herkesin gönül dağarcığında iyi bir yol açacaktır.
Ben buraya çok sık şiir yazmadığımın farkındayım ama planlamalarım dahilinde artık bazı şiirlerimi farklı bir kulvarda yayınlama süreci yaşıyorum. Bu yüzden bazı arkadaşlarımın beni bu konuda mazur göreceğinden eminim
Şairin tabiatta bir misyonu ,önemli bir görevi olduğunu düşünen biri olarak,gördüklerine duyarsız kalmayan ,yaşadığını kaleme dökebilen ama bununla birlikte ayrıştırıcı değil, birleştirici unsurları satırlarında bulundurması gereken özel insanlar olduğunu düşünüyorum şairlerin..
Sevgili Havin, emeğinden ,değerli katkılarından ve şiire olan samimi duygularından dolayı sana çok teşekkür ediyorum… Herkese sevgiler saygılar….
Hadi bir ucundan tutup anlamaya çalışalım birbirimizi Sen bana biraz trafik sorununu anlat En acımasız sokak kalabalığını Ben sana faili meçhul bir cinayet hikayesi ağlayayım koca şehirlerin çıplak yalnızlığını Ya da boş ver bana biraz deniz manzarası gönder En tuzlusundan Ben sana yanmış palamut ağaçları vereyim Sonra oturup kendi k/özümüzde bir çay içelim
merhaba ustam tebrikler güne düşen şiirinizi yüğrekten kutluyorum hele şiirin adı vurdu beni yaralarımızdan sevmeye kimsenin gücü yetmiyor usta herkesin yarası ötekinden beter aşkla kalın