BİN YILLIK YALNIZLIK
Ve öğretmen sabah ilk ders için sınıfa girdi
Ve bütün çocuklara gülerek günaydın dedi Ve önce anlattı yaşama dair bildiği her şeyi Ve sonra hepsine rengarenk kağıtlar verdi Ve bu kâğıtlardan resim yapmalarını istedi Ve dağları ve ormanları ve tüm güzellikleri Ve güneşi, aydınlığı ve sevmeleri. * * * -- and dağlarında, toroslarda, bütün coğrafyalarda üzerinde ot bitmez yalçın kayalara yapışmış, kor bir bakıştır gözlerim günün sıcağından yangın düşer üstüme, gece ayazında donar küllerim çırılçıplak ufuk çizgimin her noktasında, çırılçıplaktır sınır kulübeleri anlatılamamış dünyaların yalnızlığı gibi, ıssızlıktır hepsinin nöbetçileri ama günü gelecek bilirim, fişek gibi kahkahalarla kaplanacak gökyüzü bildiğim için bin asır geçse de beklerim, insanlığın görmek için güzel yüzünü. . . . --çocuk oyunları başkadır, başkadır oyunlar arenada kuş uçmaz günlerden bir gün, kervan geçmeyen gözlerimin önünden elleri rengarenk kağıtlı çocuk sesleri, çağlayanlar olup çağladı birden hiç tanımadığı nefesleri, sabah öpücükleri gibi, teninde bulunca doğa düştü depremlerle yarılmaz, taşkınlarla taşmaz, bir derin sarhoşluğa çocuklar, ellerindeki renklerden, bütün çirkinliklere yama yapıyordu ama geride gözden nasılsa kaçmış ve aydınlığı tanımamış bir kovuk yatıyordu. . . . --yazıdan çok daha önce, yazıdan çok daha sonra ve önce çığlık, sonra çığlıksız bir çocuk, kanlar içinde yuvarlandı yere kovuk karanlığında besili, bin yıllık örümcek eli, dokunuverince tetiğe sevgiden daha da önce tanıttığından, ihanetin gerçek yüzünü, yüzyıllar ah ne yapsak hep böyle, aynı meydanda birbirine benziyor yok oluşlar işte kaybolup gitti sonunda gene çocuklar, daha önceden gittikleri gibi kendisi de bilmediğinden olacak ihaneti, öğretmen sadece bunu öğretmemişti. * * * Ve öğretmen ayağa kalktı, günlük dersini bitirmişti Ve iyi günler çocuklar derken, bu kez gülümsemedi Ve çocuklar yerlerinden kalkmadan, öylece bekledi Ve kapıdan içeri hızlı adımlarla, bin yıllık tarih girdi Ve tarih gün sonu yoklaması için, çıkardı defterini Ve çizdi vurulup ölenin cismini, diğerlerinin ismini Ve işte bir nesil daha böylece silindi… Cevat Çeştepe And dağlarında, Toroslarda, bütün coğrafyalarda Çocuk oyunları başkadır, başkadır oyunlar arenada Yazıdan çok daha önce, yazıdan çok daha sonra |
çok güzel olmuş... kaleminiz hiç susmasın..!
T E B R İ K L E R . . .