AF
Böyle uzak olmasaydı
Bakışlarını bal diye sızdıran o gözlerin Kirpiklerimin gölgesinden. Ah o gözlerin yüzünden Kimbilir daha kaç şiirimin Konusu olacaksın. Sabrımın ipleri çözüldü çözülecek Dayanırım yine de korkum yok Nice kuyulardan çıktım Gözlerinin uçurumu uğruna Gülüm bağışla beni... Şu geçmeyen zamanın Bağrına hançer gibi Saplanmış duruyor öyle İzmir Saat Kulesi, Ölmüyor belki ama En azından kanı akıyor zamanın Zaman kanadıkça ben yanıyorum Külüm bağışla beni... Şu geçmeyen günlerimin Filizine tırpan gibi Duruyor şimdi ellerin Ellerimin uzağında. Kordonboyu masalar meyhaneler Konak’ta eğreti konukluğum Denizin göğün mavisi Köpüklerin aklığı Zaman mavi sustukça Kalbimi paslı bir çivi gibi çiziyor Ellerinin ellerime yasaklığı Elim bağışla beni... Biliyorum ırmak olsaydım eğer Dağı tırmanırdım olanca gayretimle Öte yüzünden dökülen Gürültülü bir şelale olmak uğruna Ben yine de mavinin sularında Mavi susuşlarımın koynunda kaybolayım Dilim bağışla beni. Şimdi sana söylediğim bütün türküler Gece siren seslerine karışır gider Her geçen gün arttıkça yüzümdeki çizgiler Azalıyor o iştahlı gülümseyişler Bir yaprağa tutundum düşmeyim diye Dallar güldü halime Daha ne söyleyim bilmiyorum Dilimin mahareti isminden sonra biter O günler o kentler o o zamanlar ne kelime Tel tel özlüyorum zülüflerini Kalbimin peteğinden ruhuma sızıyorsun Balım bağışla beni... Barış Çelimli |