Sevmek Ne Ki
’Üşüyorum!
Üşütüyor üryan sesin telkinleri Kıvrılıyorum bıçaksırtı hüznün yamacına Anmaya korkar olduğum bir ahvalin sırtında Kambura yatmış efkarım Deviriyor bir bir ihanet buhrunun salındığı kadehleri Şimdi ben hibe ettiğim onca günahın kefaretiyle Zamanın kavis çektiği ömrümü törpülüyorum Kırık dökük bir yazgıya itikatla Bilmediğim bir yola pusulasız koyuluyorum Sahi, rast gelirmiyim umuda Dip bucak mavi biten koyda’ Dedi kadın... ’Bir tiyatro bülteninde rastgeldim adına Onca isim arasında dikkat çekendi ilk etapta Oturaklı bir çehrede tarif edemediğim hüzün.. Histerikli bir tebessümü mesken edinmişti ardına Kara kuru yalnızlık demetleri sıkıştırmış avucuna Söz aldıkça düşüyordu aykırı aşk paspallığına Hazmı zaruri hayatın köşebaşı rolcüsüydü Ne zaman hepyek kavuşur avuçta Kadınım düşer rolünün ardına Bilmediği bir hayatın kovuğunda,sırılsıklam Hüzne dair ne varsa yaşatmaya namzet Kavi sepkenin sıkılgan zuhrunda’ Dedi adam... ’Bir görsen güneşi; Gözlerinin kıyısında demlenebilecek diye Kızılca kıyamet koptu hısmı derya ile arasında Hatırlarsın,deniz çekilmişti gözlerinin dibine Bütün maviler raks etmişti o gece feryat figan Pikaptan düşmek bilmişti aşk gönlüne Şimalden esmek bilmişti de burcu burcu nefesin Güneşin sedasına kulak verememişti gece bitiminde Oysa gün ne tazeydi, devinirken nefesim nefesinde.. Sahi, aşk yanaşmışmıydı bize Lahuti makam nazarında Bir duaya amin oluşla’ Dedi kadın... ’Kolaj çalışmasında renklerle çatışırken tanıdım seni Gecenin içliği düşmüştü ellerime Siyahi ne varsa çalmıştım tablonun orta yerine Ateş böceği misali kırık ışıltınla iştirak etmiştin Dört yol ağzı inat biten olay mahaline Köz üstüne köz ekilen kaypak şehrime Tabloya yerleştirdiğim derme çatma korunakta Tek göz odada bir başına,aymaz insanoğluyla Burun buruna yaşamaktı seninki Varlığın yoktan yaratılmıştı sanki Ki zimmetli değildi hiçbir ahval bedenine Dokundukça döküyordun takındığın her hâli Dokundukça dökümleniyordun aslında Arzulanan; nefsi ıslah edilmiş insanlık adına Saman sarısı gül cemalinle Yer etmiştin nihayetinde İkrarsız tablomun benzi atmış gözelerinde’ Dedi adam... ’Öğütüldük günlerin ağzında İki öğün arası inat kodamanlığında Hiç güzü gözetmemişti gözlerimiz oysa Kısmette hazanla karılmak varmış Kızışmış aşkı tav bilen düşün sofasında...’ Dediler bir ağızdan... |
tesadüfen ve ısrarla
çek ellerini sırtımdan
ışıkla