Aşka el sürmesin ölüm
Platonik düş/üş/ler
betimsiz ve bitimsiz heyecanlara gebedir bazen... Gel deme hüzünlü sesinle fısıldayarak ıslak bir hasretle Gelirsem yanarız zülüflerimizden de eskimiş bir hikaye kalır geriye Kaybolur isimlerimiz yüzü solan resimlerde Prefabrik duygular bozar aşkı şüphe ikliminde Tenimden uzakta kal ki acımasın canın Bilirim dişleri keskindir gün batımının Uzak bir dalgadan öp denizin dudaklarını derinleşen bakışınla Yakamoz olup gel uyu göğsümde Bahar kadar taze kalsın hep benim için el sürülmemiş bedenin ki bozulmasın bekareti göz bebeklerinin Uzak dur gözlerimden Hasır altı edilmiş yalanlar dolanmasın dudaklarında Alışmışlığın silüeti yamanmasın gönlüne Dilim ismini nağmesiz söylemesin ki dikenlerimi kesip sarılayım gölgene Her dakika saniye fıtratı bozuktur yelkovanın Girdabında tozu dökülmesin ellerime kanatlarının Uzak dur ellerimden Rutin şehvetlerde yanmasın gerdanın ve gamzelerin öpülmemiş kalsın Saçlarını yıka güney rüzgarlarında Erken vakitlerde güvercin ayağına bağla nemli kokusunu Her teli koklanmamış kalsın Aralarına uzanmasın parmaklarım ki amel defterimize ucuz günahlar yazılmasın Teninin tuzunu sakla Yangın rengi bir gecenin isimsiz sabahında meçhul bir buluşmaya Uzak dur rengimden Beyaz kirlenir düş/üş/lerin şafağında Kirli beyaz izler kalır utanılan kalp sızısında ve bir kez dokununca bûse yanağına zaman çalar tadını acımadan Tılsımı biter Uzakta kal/san da ağladığında gözyaşların yanağımdan süzülür Kalbime saplanır kirpiklerin ve yüzün aynada ben solar giderim Gece el ayak çekildiğinde görünür yüzün ayın tuvalinde ve yıldızlar saçlarında sevişmekte Gülümsediğinde tutar burada gök kuşağı nefesini Masal bozulmasın diye ki kader kırıştırdığında yüzünü ne sen kalır geride ne de yokluğunda ben Bir tek hasret yorgunu şiirler kalır okuduğun kitabın sonunda vurgun yemiş bedenleri ve arka sayfa kefenleriyle Cama vuran dal hırçınlığı yüreğine uğradığında ve saat bağ bozumunda halsiz kör ebe olduğunda Gözyaşlarında al soluğu ya da anonim türkülerde Demlensin sol yanın... Bir gün... diyelim Bir gün... ki aşkımıza el sürmesin ölüm... Aşklar vardır... biter... el ele tutuşunca ... Özgür SARAÇ/Râzı 10/07/2009 |
hüzünlü sesinle fısıldayarak
ıslak bir hasretle.
Gelirsem,
yanarız zülüflerimizden de
eskimiş bir hikaye kalır geriye,
kaybolur isimlerimiz
Uzak dur rengimden.
Beyaz kirlenir düş/üş/lerin şafağında.
Kirli beyaz izler kalır, utanılan
kalp sızısında
ve bir kez dokununca bûse yanağına
zaman çalar tadını acımadan,
tılsımı biter.
Uzakta kal/san da
ağladığında, gözyaşların
yanağımdan süzülür.
Kalbime saplanır kirpiklerin
ve yüzün, aynada ben,
solar giderim.
yüzü solan resimlerde.
Tenimden uzakta kal
ki acımasın canın.
bilirim, dişleri keskindir
gün batımının.