ŞAH VE MAT
bitmekte yavaş, yavaş, ömrümün mâcerâsı
o sükûnlu geceye, bilmem kaç nefes kaldı ! ne gençliğim geri gelir / ne de o yaşanmamış yıllar çok gerilerde kaldı, düşler umut eskisi... gecenin koynuna bir bir, düşerken saatlerim artık, ayın şavkından tutuşmaz perdelerim ! çoğalamaz, vakit çok dar tek damla kalmış yalnız, içimdeki ummandan ! siyahlar içinde, yürüyorken her gölge o çocukluk anılarının, hülyâlı huzuru nerde ? nasıl canlanırlar ki, soğumuş küllerinde ? çekilen güneşiyle, sararmış çiçekleri penceremde, solmuş günün renkleri sönüp yüreğimde kalmış, gençliğimin gür sesi uçamam ki yüksekten, hâlâ bir şâhin gibi ! oluk oluk düşlerden, kopardığım avuç içi kadar nerden bakarsan bak, farklı göstermez ayna yön değiştiremez rüzgâr kesmez, sapı olmayan balta kavuşamaz dağla deniz ! adsız mevsimlerde, bu son kapı artık son oyunun, son taşları / şah ve mat ! Hâdiye Kaptan (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |