Ateşe değen gözŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Geçmişten
15. 11. 2010 tarihinde yayımlanmıştır. Hayırlı Bayramlar. / bir kâğıt al, bir de kalem bugün niyetine, çiz dünün hayâlini / apak bir tarih vakit küçük, bahçeli bir ev, iki kat gıcırdayan merdivenlerinde durmayan şakıyan ayak sesleri bahçesinde bir ağaçtan bir ağaca serili sakız beyaz çamaşırlar ıhlamur ağacının kokusunu solumakta çitlerinden sarkan sarmaşıklarda sabah sefaları küçük havuzdaki suda yerinden memnun yandaki derenin sesini dinleyerek usul usul salınan nilüferler kapıda kıvrılıp kalmış sesi çıkmayan, kocamış karabaşa karşın sabahı akşamı şaşmış kart sesiyle hiç susmayan çilli horoz toprak, deniz, gök, masmavi doğaya yayılan binbir çeşit kuş sesleri akşam / gün ışığıyla yıkanan odalarda parıldayan güneşin sıcaklığı durmakta tükenmeyen, bereketli üzümleri çardağın/ sedirden oturma köşesinde bayram namazı sonrası kahve kokusunda babam, dedem, dayımın kurban telâşı çiçekli örtüsüyle tahta masada sıralanmış mendillerde sarılı kuruşlar bakır sahanda, renk renk akîde şekerlerine uzanıp duran ellerle dolaşan sesler ip salıncağın, hiç bitmeyen sıra kavgası sonrası hınzır bir plân dere köprüsünü geçince deniz kenarında luna park, salıncaklar gelsin kaçak yüzmeler sonra her zamanki manzara o devirde, sokakta çarşıda sigarası her daim elinde içi yırtık yufka / dışı Mareşâl Tito anneannem karşımızda yine yakalandık haydaaa yenik, bitap biter bu fasıl da gelir patlak mısır, kestane kokusu baklava tadını bozan gece masallarında gulyebânilerin korkusu somyalarda sıra sıra uykuya dizili, şikâyetsiz sızılı ayaklar ertesi güne hazırlanmakta /mevsimler geçmiş bizle bizlikte köpürmeyecek, cılız bir ırmak kadarız artık gençlikte varlığından bîhaber olduğumuz hesap şimdi görülmekte/ gözde canlanan, gerçekte boş bir hayâl kimsesiz seslerle sürmekte yol öksüz, yetim, üveyiz…. karanfiller kuru, kokmuyor güller yitmiş, yok olmuş menekşeler gölge çiçekler bahçelerde gördüğümüz üstünde mermer taşlar yükselen filizlenemeyecek kuru bir vaha yoksun bir hayâlin içine baktıkça ateşe değiyor gözümüz gün yine akşam, ne çizersen çiz yalnız, acıyla coşuyor içimiz… Hâdiye Kaptan c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir |