Baştan ayağaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "Ne olur akşamları gelsen otursan yanı başıma Dinlesen hiç bitmeyen maceramı Ağladığımı yalnız sen görsen Sen dokunsan gözyaşlarıma dudaklarınla Her şey geçer üzülme desen Sonra sevgiyle bakıp yüzüme Yorgunsun hadi yat desen Ne olur biraz unutsan kendini biraz sevsen" Turhan Oğuzbaş 13.9.2010 tarihinde yayımlanmıştır. geleceğin yollarında elele yürüyeceğiz dediğin gündeyim ve mevsim aynı mevsim hâlâ… hani, başka bir mevsim olacaktı bizim için yalan mıydı yaşanmış bir masalın içinde, düne döndüm yüzümü şimdi yeniden var olmanı bekliyorum sabırla açılmıyor sis bir balıkçı ağlarını boşaltıyor sahilde hiçlik ile varlık tadını arıyor elleriyle kuşlar kavgayla ekmek peşini kovalıyorlar, gölgelerinden ürkek herkesin derdi kendine büyük bir gölge geçti mi göz hizamdan, sen sanıyorum hem var hem yok/sun /um susku gel gitler /de ki ayak seslerin usumda/n akıp gümbür gümbür vuruyor kalbime yorgun dünlerimden kalma gülüşünden sürgün bahar/a sebep güneş çekmiyor gözlerini üzerimden kokusu senden gelen, bir gül açıyor içimde birden sen doluyor her yer/ umutlanıyorum /belki, benim kadar, derin soluklanmamıştın bu aşkı sen belki, bu mevsim de gelmeyeceksin/ ama gitmedin, bitmedi/n izlerini taşıyor, elimde tuttuğum o gün/ ün kanıtı anahtar hatıra defterim özenle açıyorum sayfalarını karalamalarımız itiş kakış, çocukça neşelerle sayfalara sığamadığımız çabucak geçen saatlerin, her tiktağı orda hüzün, bir kat daha fazla katlanıyor derinlere baktıkça kabına sığamayan denizin akşam alacasına düştü yüzü gözlerin burada / biliyorum/ bedenin de olacak bir gün o yüzden içimdeki merhamet beyazlara sarılı hâlâ tedirgin, seni beklemeye durmuş soluğu titremede, perdesiz camlarımın bu kaçıncı aldanış… kaçıncı tek kanat kalışım sende... dinmiyor gözümün gece sızısı gün gibi çık gel, taze sabah kokusuyla uçur beni gece masallarının içinden ben de inanayım, aşkının masal olmadığına /aşk dediğin sert basmalı ayağına gitmez böyle aksayarak/ çekeleyip götürdüğün ölü benden arkada kalan suret, senli hayata çırpınmada “kurt puslu havayı severmiş” bilirsin var git sıyrıl/arın / aşk ölüme yatmadan sessizce ve mavi ezgilerle dön, yeniden başlamaya iki arada bir derede, kanatma böyle baştan ayağa…. Hâdiye Kaptan c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir |
Başucumda resmin hala duruyor
Yoksun, defterimdeki yazın hiç silinmedi
Eşiğimdeki ayak izin, her gün gelişin
Gözlerimce gidişin hiç bilinmedi
Varsın böyle geçsin yabancı günler
Varsın canımı yaksın yine yalnızlık
Seninle doluyken baktığım dünler
Yıkar mı sandın beni bu yalancı ayrılık?
Şiiri okuyunca kulaklarıma Ahmet KAYA nın bu şarkısı dokundu. Kendi kendime, neden sizin şiirleriniz beni bu kadar çok çekiyor, neden beni bu kadar etkiliyor diye sorunca, şu cevap geldi aklıma; çünkü bu şiirler duygularıma tercüman oluyor, çünkü aslında yazmak isteyip başaramadığım bir eseri temsil ediyor, beni tasvir ediyor çünkü ve çünkü benim kelimelere dönüşmüş halimi resmediyor. Büyük bir haz alarak okuduğum şiirlerinize, biraz kıskançlık katsam da, en çok imrenmek, hayranlık ve coşkulu ruh halimi karıştırıyorum.
Müthiş bir esere imza atmışsınız sayın Hoca m. Sofranızdan hep tıka basa doyarak kalktım. Bugün de değişmedi bu doyum. Tebrik, takdir ve saygılarımla. Sağlıcakla kalınız, vesselam...