S u ç l uŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Geçmişten 16.12. 2010 yılında yayımlanmıştır.
Bu güne yazılmış gibi hissettim. Okumamış olanlar buyursunlar. /şıkır şıkır ışıldayan yıldızlar / parlaklığına kapılırsan aldanırsın gece yaşarlar onlar/ sesin uyandıracak seni ayaklarına dolandırmayacak hırsını acının rengini silen elin olacak hayat şarkılarını seçecek hüzünlü olanlarını dinletmeyecek kulağına ve sen gülsün diye, gül bırakacaksın yarana... yakamozuna kandığın gece, kurulur ihtişâmıyla içine bir İspanyol çingenesinin, ateşli dansının ardında yiter yıldızlar sert topuk sesleriyle duyulmayan Lorca’nın çığlığıdır boş kalan sahnenin arkasına düştüğü boş hayâllerle yel misâli, durmadan koşarken şeb-i yeldada kalır menzilini şaşırdığın hayat yüzünü dönmediğin “gün” sükûtta ağlar ve ağlatır biriken hıncında gördüğünde ölmeye yüz tutmuştur toprağını sevmeyen çiçek oyalanmayı bekleyen ilgiye muhtaç, küçük bir çocuktur yaşam elma şekerini yaladıkça gülen güldüğün de, senin de güleceğin hayat zenginliği yanabilir, sönebilir /sin ışıkla içinde tutabildiğin sabırla badısabada yıkayabilirsin her dem kendini sarhoş naralarda boşa giden nefesin döndükçe, dönen bir atlıkarınca hızında bilmediğin korkuyla heyecan karışımı gizli hazzın el sürmediğin ışıldamayan demirin soğuk taş balkonun tutmadığın elin suçlusu sensin… Hâdiye Kaptan |
Muhteşem
Tebrikler Hediye hanım