Saçlarını Yakıştırınca Gülüşüme
not defterim yok
yıllarımı silmişim yüzünde yeniliyorum hayatı mutsuzluğumla hakim olamadığım hiçbir şehir bırakmayarak bana en son baktığın ana bir sonum bile yoktu sana kadar sonum kabul ediyorum seni bir sonla bir ilki yaşadım böylece sende sende ayaklarımı deniz köpüğüne daldırır gibi koşmak güneşin batmaya başladığı andaki sende sende kaya yosunlarına sarılır gibi okşamak saçlarını sende sende tuzlu sularında med cezir şarkılarının ağlamak kasıklarında "saçlarını yakıştırınca gülüşüme akşamlara düşkün sabahlara zaaflı tel tel köşe bucak ağlıyorum kopamıyorum yeşil ve bej elbiseli yürüyüşünden sokaklarımıza tatil seslim çağır beni en büyük iştir seni sevmek uğunayım kısık sesinden öperek boğazını sana martılar göç ettirmek istiyorum balıkçı türküleri oynaşsın diye narin öksürüğünde konuş korkmadan dargın kırık sesin bulaşsın ruhuma kalbimin sesinin tonu ol istiyorum" kendimi son yolculuğuma uğurladım seni düşünmenin dışında düşlerimi tüm ohhh... hastalığını bulaştır bana seninle aynı olmak/ölmek istiyorum benimle karıncalı konuşunca çalışkan üzüntülüyüm öğle sıcağı gibi kekikler ekmek istiyorum kar dolu göğsüne ıhlamur buğularıyla yıkamak yüzünü sana bahar kokulu çaylar içirmek kendimi bilmeyecek kadar şifa yüklüyüm aşk otunu ben buldum saçlarında... "seni görmek için yaşadım bunca yıldır eylül giyinmiştin şiirsiz olduğunu söylercesine seni mevsimler ötesi bir yere koydum ne hayat ne ölüm karşılığın olamaz senin gelişini tanımadım hiçbir ikindi çat kapı gidişlerin uzakta olduğundan haberdar olduğum tütmeyen bir ocak gibi ama benimsin işte çaresizliğimin en delikanlı haliyle tapıyorum sana... sana..." kağan işçen |
UMUTLAR KİRLETİLMEMİŞ SEVDALAR GİBİ BIR DAHA Kİ GELİŞİME KADAR CİCİ BAKIN ONLARA YASEMİNLER ÇABUK SOLARLAR SOLDURMA
SEVGİLER........