SABAHA KADAR
/zeytinleri gözlerime yerleştiriyorum, gözlerine benzer diye
sen geceye bir bardak demli çayı arkana alarak dem olmuşsun ben istihap haddimden bile daha az rakı ile yanına oturmuşum uyku tutmamış ikimizi de, bahanemiz sabahı bulmak olsun koklayarak hasretimiz kadar dört nala toz duman içinde, ama elimizi bile sürmeden birbirimize. senin Munzur ‘da şafak düşmüş suyuna, sırılsıklam kanatların uçup konmuş bir kar beyaz türküye, kardelenleri gibi Ağrı dağının ben yanık sakalımla uzanırken Ege’de bir yol kenarı zeytin ağacına dallarından barış topluyordum doğacak çocuğumuza, senin adına … / bir uykudan uyanırsın, çırılçıplak düş terlemesidir susadığın sen geceye arzulu telaş ve al basması heyecanla konuk olmuşsun ben ucu kırık okları erosun masalına saplayıp yanına oturmuşum uyku tutmamış ikimizi de, bahanemiz gece boyu sevişmek olsun soluyarak iliklerimize kadar deli-dolu ve kan ter içinde, yüreklerimizi perçinleyerek yüreklerimize. senin alnının çizgilerinde ismimi tanıdım, öyle yazarım ilk harfimi bir kenarından ufukla birleşirken diğer ucu denizleri kucaklar gibi ve içinde bembeyaz bir martı, özgürce ve lodos tadında sere serpe hani daha öncede söylemiştim sana, gelip konuvermek pencerene … / uygunsuzluk kendisidir, karşılığı olmayan soru işaretlerinin sen geceye sırt dönüyorsun, bütün güzelliklerin fotoğrafı olmuşsun ben en yüksek doruklarda güneşe karşı, bağdaş kurup oturmuşum uyku tutmamış ikimizi de, bahanemiz yıldızları yolcu etmek olsun sarılarak ısınacağımız kadar umuda, barışa ve sevişmelere, bir ateşle cevap verelim, cevapsız bilmecelere. ilk ışıkla çeki düzen olacağız, sonra bir başka yola yolculuğumuz açık kalacak okuduğumuz kitap, kaldığımız yere işaret olduğumuz kapıdan beraber çıkıp, bırakacağız bu geceleri arkadan gelenlere bizden daha özgür, barışla dudak dudağa sabaha kadar sevişenlere … Cevat Çeştepe |
Kutluyorum yazdıran yüreği, sevgi ile kalın şair Saygılar.