MUHARREM
MUHARREM
Bahar geldi çiçekleri açtı köyümün, meraları yeşerdi İhlâs üzre koyuldular çalışmaya memleketin her ferdi Rabbimize hamd olsun nisan da bol yağmurlar verdi Kar eridi, sular coştu, zihayat muradına erdi Kış boyunca her bir şey ne kadar da yeknesaktı Uzunca bir süre insanlar sadece camdan baktı Ne zaman ki saçaklardan su şırıl şırıl aktı İşte o an durağanlık yerini harekete bıraktı Hengâmeler içinde bir başkadır sevinci Muharremin Bulmuş bir gökkuşağı altından geçiyordu demin Topladı mı koyunları gör keyfini yetimin Ve vurunca dağa doğru mağrur, kendinden emin Yaşıyor o dünyasında yapıyor severek bu işi Seviyor insanları, hayvanları seviyor sevişi Özümsemiş Muharrem misali başlangıcı bitişi Memlekette kaldı mı ki kalsa bile kaç kişi Çocukluğun tadını çıkaramadan üstüne kaldı büyüklük Düştü geçim derdine omzuna kondu büyük yük Görenler vardı onu belki neşeli tek tük Çoğu gün yorgun argın çoğu gün beli bükük Muharrem dünyaya gözlerini açalı beri Dünya denen gezegen nice arbedeler geçirdi Ama büyük küçük bunların hiçbiri Muharremin hiç mi hiç ilgisini çekmedi O’nun için gözede ki suda donmuş yağdır hayat Hiç fark etmez ekmek isterse olsun bayat Sal davarı bayıra, ye ekmeği, iç suyu, yan gel yat Onu mevlam kayırır ara sıra bir taş at Ne soğuk savaştan anlar ne ferdi Tayfur dinler Değneğini saz yapar kendi çalar kendi söyler Fener in üç puanı hükümetin iki bakanı gider Muharrem için sadece bir gün daha biter İhsan POLAT 02.05.1992 İspir |