KIRKİKİNDİLERİ BEKLERKEN
birazdan mayıs gelecek ardından haziran, öğrendiklerimi unutmuyorum
sonra yakıp kavuracağını da yaz sıcaklarının, onun için şimdi direniyorum …… ama dinle bak, duyuyor musun dışarıda çember çeviren çocukların, kahkahaları doluyor odanın içine beraber dinleyelim ister misin, koyayım hemen şimdi başımı dizlerine kitapta yazılı ağır elleri yaşamın, çizmeden alnıma kuraklık resimlerini nasır sarmadan topraklaşan yüreğim, alışmadan ölümler görmeye yani okşa ellerinle terlemiş saçlarımı, anlıyor musun yüreğim çatlamadan hadi, anlat bana kırkikindileri anlat ne olursun …. * ……. bir korkulu rüya sanki, sen de görüyor musun yuvarlanıyorum attığım her adım sonrası, kan içinde kalıyor dizlerim senden biliyorum, tanımadan yalnızlıkları neden boşta kaldı ellerim yoksa bir kibrit çakılır ağaçların köküne, alev sarar ormanları çığ gibi ezber karanlığında pusuların, kör kurşunlar doldurur silahların rahmini eyvah işte buydu korkularım, anlıyor musun külüm soğumadan yak ateşimi, bırakma sakın ellerimi bırakma ne olursun …. * …… bu saatler tam ortasıdır aşkların, biliyor musun ne güzel sarar anason kokusu gibi, sarhoşluğu günbatımlarından öte ya da şafak kızılı duygular olup, yarınları kucaklayıp serivermek önüne nasılsa gelecek kimse yoktur, muska gibi taşırken gizlimizde gidenleri en iyisi canımın içi, biz gene dizelerimizde yaratalım bize gelecekleri olmazsa düşmez hiçbir bereket, anlıyor musun ama yok işte ikimizden başka birisi, şimdi sevişmek vakti sevişelim ne olursun …. * ….. ıssızlıkta el sallıyor ağaç dalları, korkuyor musun uzaklıkla değişmez yüklü bulutların yönü, sözlerini tutarsa takvimler korkma boşa gitmedi anlattıkların, varsa eğer gelecektir kırkikindiler bu toprağın yeşiline de konacak, med-cezir kuşlarının kanat sesleri çember çeviren çocuklar müjdecisidir yarının, sen karartma hayalleri yaşamak böyle bekleyerek bile güzel, anlıyor musun zaman korsanı çalsa da tüm saatleri, sen yağdır kırkikindileri sen yağdır, ne olursun …. direniş takılıp gitmez göç katarlarının ardına, yaşadıklarımdan biliyorum bak ne mevsimlerim geldi-geçti, ne eridim ne de soldum, umutla bekliyorum Cevat Çeştepe |