RÜYA...
Dün
ve bu gün /eminim yarın da/ nefesi kokan sırtlan Keskin dişleriyle sensizliğin resmi Bulanık su yükseliyor boğazıma Kaçmaya çalışıyorum nafile Çamur ayaklarıma sarılmış çekiştiriyor ha bire Aldı başını gitti gözümün feri Ümidim volta atıyor "belki" sine gönlüm zindan olmuş bedenine Ben Sen Onlar... çetrefil yollar Göğsümde telaş yüklü adımlar Dipsiz kuyu karanlık ürpertiyor beni satırlar Tenimde nefes darlığı başladı Eskiden "tutunacak dal" vardı şimdi yerinde yorgun ve kırgın izleri Eski moda piştov’un ihtiyar paslı mermisi Tanıdık bir sîma hikaye gerisi Çatlak seslere bakıp doğmamaya ant içmiş güneş Her bir gün aynı umudu yüklenmek bana da zor geliyor Sen yine uzaktasın şükret ben ellerinin arasında çakan her yıldırımın hedef tahtasındayım Bir uyuyabilsem uyusam... uyusam... Uyandığımda bir meleğin kucağında olsam tebessümü gamzelerimde oynaşsa yüreğim bembeyaz olsa ve Rabbim bir üflese de nefesi yüzüme vursa saçlarıma dokunsa... Hani Sen yoksun ya.... Özgür SARAÇ/Râzı |
ve inadına sessizdir gök yıldız...
efkar büyür...varsın büyüsün...
yine de seslenecek yürekler daim olsun...