Okuduğunuz şiir 11.3.2009 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
NÜ
gözlerimin ateşinden fırlamış alevin kopyasıdır arzularım tuvâle utangaç yanlarımdan soyunan üryan resimler çiziyorum ar perdelerini yırtıyor kırmızıya kesilen masum yanlarım parmak aralığına yansıyan karelerin hırsızlığına soyunup renkli bir filmi siyahbeyaz bir kimlikle izliyorum
hangi boyaya çalsam çıplak çiziliyor saatlerim ergenlikle buluşmaya aceleci adımlarla yürüyen bir telaşın ayak uçlarında atıyor kalbim koparıp dudaklarımdan bakir sevişme ayinlerini göğüs uçlarına diş ısırığı işaretler bırakıyorum
ekmeğe zeytine ve sevgiye aç bir fukaralığın dilenciliğine dolaşıyor ellerim gülüşe ve düşe yorup ömrünün durgun nehirlerini deniz görmemiş bir çocuğun çırpınışlarında teninin terinde kulaç atmayı unutup öylece boğuluyorum dokunuşlarıma perde çeken örtülerini bahara boyadım keşfi ağır bir ütopyanın seyrinde yürüyorum teninin coğrafyasına heyecan bayrakları diken küçük bir işgalciyim gözlerim değdiği her noktaya yüz sürüyorum
toprağa yağmura ve suya karışan nefesini çekiyorum içime dilinden dilime bilmediğim bir alfabenin önsözü düşüyor ayaklarıma düşen sıcaklık yaz değil biliyorum ve parmak uçlarımda dolanan adresler karakış değil
baharın nisanın ve zambağın kokusunda yıkanıyor şefkat seslerim ışığına gözlerini kapatan arsız sevişmeler bırakıyorum saçlarının arasında kayboluyor dilime yapışan cümlelerim kalbimin içinde küçük davullar senfonisine yatıyorum göğüslerinden inerek çığa dönüşen damlalara tutundum
ışığa söze ve güneşe sırt çeviren bir akrep sabırsızlığında ömrüm teninin duvarına boyadım dudaklarımı üstüne titrediğim kalbine ant içerim ki seviyorum seni hadi önce seviş sonra da öldür beni!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
NÜ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Tutkunun seçilmiş sözlerle dile gelmiş seçilmiş bir şiiri diyorum bu şiire...
Ne zamandır aklımın köşesindeydi "Nü" sonunda gelip sindire sindire okuyabildim ve gördüm ki şair hiç bir dizeyi ve şiirdeki anlam bağlarını şansa bırakmadan işlemiş en baştan en sona kadar.Serbest türde şiiri her anlamda serbestlik olarak görenlerin sayısı ne yazık ki çok fazla.Özellikle bu kişilerin bu şairi okumasını çok isterim.Düş gücünün ve özgünlüğün kendini nerdeyse somutmuş gibi yansıttığı bu şiire ve şairine sevgilerimi bırakıyorum.
ışığa söze ve güneşe sırt çeviren bir akrep sabırsızlığında ömrüm teninin duvarına boyadım dudaklarımı üstüne titrediğim kalbine ant içerim ki seviyorum seni hadi önce seviş sonra da öldür beni! Sevgiye ,aşka susamışlık..... Sevgilerimiz özğür olabilse....Kutlarım saygılar
''teninin coğrafyasına heyecan bayrakları diken küçük bir işgalciyim gözlerim değdiği her noktaya yüz sürüyorum''
Bütünlüğü bozmak istemesemde bu bölümünü alıp tekrarlamak içimi ısıttı. ''Kırkına kadar salma dolaştığım bu izbe kentin sokaklarının işgalcisiydim..... .........................''diye başlamıştı yaşamım. Hep şiirle kal....Emeğine sağlık...Çok güzel olmuş sözcüklerinin dansı...
İlk iki bölümün beşer dize ile oluşturulduğu ve iskeleti meydana getiren diğer bölümlerin ise iki kelime kullanılarak sonra da " ve " bağlacı ile devam etmesi, yazarın şiirdeki görsel şekli nasıl kurduğunu anlayabiliriz.
Ses uyumlarının ahenk ve ritimlerin akıcılığı sürükleyici özellikte olması, dizelerin uzunluğunun bu düzeni bozmadan ilerlemesi sonucunda ortaya çıkan güzel bir eserdi. Genelde sessiz harf ile biten son ses benzerliklerinin, sessiz harflerindeki kulağa hoş gelen tınıları okuyucu için güzel bir düşüncedir. Fakat, yazarın çok sayıda imge ve betimlemeler ile ördüğü bütün bölümler, biraz daha sadeliği aratmaktadır. Her dizenin kendi başına bir ağırlığı olduğunu düşünürsek, bu anlamların kurgunun sağlamlığını sarstığını görebiliriz. Bir dizenin anlatmak istediği tek konu ile ele alırsak, bir alt dizeyle ilişkisinin aynı çizgide ilerlemesi sakınca bir yöntemdir. Demek istiyorum ki, bu anlamlara çok sayıda hayal gücü katarsak, konudan uzaklaşmak daha kolay olabilir. Bu bakımdan yazarın biraz daha bu konu hakkında düşünmesi ve daha sade bir dilin okuyucunun gözünde nasıl bir etki bıraktığını muhakeme etmesi gerekmektedir. Fakat biliyoruz ki, her şair kendi kaleminin ve özgünlüğünün gerektirdiği şekilde şiirler yazar. Bizler okuyucu olarak sadece kendi düşüncelerimizi kelimelere aktarabiliriz.
Şiirde birkaç kez tekrarlanan kelimelerin olduğunu (Örneğin; ten, göz, bahar, perde ...) ve bu kelimelerin hafızada iz bırakarak diğer dizelerde tekrarlanılışının genişliği bozduğunu söyleyebilirim. Tabi bu kelimelerin kaldırılması ve/veya değiştirilmesi şiirin etki seviyesini azaltabilir.
ışığa söze ve güneşe sırt çeviren bir akrep sabırsızlığında ömrüm teninin duvarına boyadım dudaklarımı üstüne titrediğim kalbine ant içerim ki seviyorum seni hadi önce seviş sonra da öldür beni!
kutlarım faik bey günün şiirini emeğinize sağlık,mükemeldi,tebrikler.saygılar.
ışığa söze ve güneşe sırt çeviren bir akrep sabırsızlığında ömrüm teninin duvarına boyadım dudaklarımı üstüne titrediğim kalbine ant içerim ki seviyorum seni hadi önce seviş sonra da öldür beni! ************************************
Hemen içine çekiveren mısralarda bir sonrayı merek ede ede yol alırken hayranlık veren köşe bucak düşüncelerin gerçekten nü ifadelerin gizeminde ilerlerken insan ahseni takvim üzere yaratılmış elbet diye diye seven ve sevilenin aynı koylara sığınışından belli ortaklığını edebi duygularla izlerken nasıl biter bu şiir demekten alıkoyamamışken kendimi enfes bir finale ulaşmanın hazzını yaşadım. yeniden yeniden okumamak haksızlık olur biliyorum. ve ben bu haksızlığı kendime de şiire de yakıştıramam tabii birkaç kez daha okuyacağım.
kalem özgür kendine özgü duygularla yazılınca önce şair sonra şiir özgürleşmiş, final vurucuydu, çünkü şiirde en çok merak edilen finaldir
ışığa söze ve güneşe sırt çeviren bir akrep sabırsızlığında ömrüm teninin duvarına boyadım dudaklarımı üstüne titrediğim kalbine ant içerim ki seviyorum seni hadi önce seviş sonra da öldür beni!
ekmeğe zeytine ve sevgiye aç bir fukaralığın dilenciliğine dolaşıyor ellerim gülüşe ve düşe yorup ömrünün durgun nehirlerini deniz görmemiş bir çocuğun çırpınışlarında teninin terinde kulaç atmayı unutup öylece boğuluyorum dokunuşlarıma perde çeken örtülerini bahara boyadım keşfi ağır bir ütopyanın seyrinde yürüyorum teninin coğrafyasına heyecan bayrakları diken küçük bir işgalciyim gözlerim değdiği her noktaya yüz sürüyorum
Bir şairin utangaç yanlarından soyunan resimlerden daha giyinik daha şık ne durur tuvalde. Kırmızıdan dökülmüş her bir saklanış imge olur damlar fırçalardan. Şair harmanlar onu ekmeğin buğusuyla zeytinin karasıyla.. Ten deryasında dibe indikçe ateş kucaklanır denizleri içse şair gözlerindeki yangın bir duman eksiltmez heybetinden..
Toprağın şefkatine sığınan buluttan korkmuş bir yağmuru kucaklar gibi derine çektikçe sevdayı ayaklarına değen yazdır artık bundan öte kim ne yazarsa yazsın yazdır işte..
Zehir zemberek bir düşün koynunda baharı karşılar gibi sevdaya dalmak ve vazgeçmek sevişmekten ölüme koşmak..
Şiir okuyanın anladığıdır yazılana hiç benzemese bile..
üstüne titrediğim kalbine.. üşürken bile ısıtan yüreğine, ah yemin etsem de çırıl çıplak inanmazsan yüreğime, bulaşmazsa yüreğin tenime neye yarar üstüne titresem de zamanı geri çevirip sevdayı yeniden keşfetsem de üstüne titreğim kalbine söz seviyorum ya seveceğim yine...
günün şiirini ve şairini tebrik ediyorum. çok güzeldi..
... ışığa söze ve güneşe sırt çeviren bir akrep sabırsızlığında ömrüm teninin duvarına boyadım dudaklarımı üstüne titrediğim kalbine ant içerim ki seviyorum seni hadi önce seviş sonra da öldür beni!
tebrikler oldukça güzelve seçkiye layık..kaleminiz daim olsun efendım
Bilgeliğinize teşekkürler ama biraz aklı olan bunu zatan bilir bilgilendirmenize gerek yoktu.Bir şeyler karalayabiliyor isem benim de biraz aklım var demek ki ! Yaradan sizdeki aklı yaratmış sizinle birlikte dolayısıyla yazıp ortaya koyabilmişsiniz şiiri.
estetik bir şiir toprak kokusu sevda hepsi harmanlanmış ve kendine özgü tarzında yine iyi şiir güne dair yerini hakeden şairi ve şiiri kutlamak düşer payıma... kalemine sağlık Faik...
toprağa yağmura ve suya karışan nefesini çekiyorum içime dilinden dilime bilmediğim bir alfabenin önsözü düşüyor ayaklarıma düşen sıcaklık yaz değil biliyorum ve parmak uçlarımda dolanan adresler karakış değil
cesur bir o kadarda muhtesem bir siir,,,, herseyin yaskalandigi günah sayildigi ayiplarin icimizdeki duygularin bastirdigi bir toplumda yasanmasi gereken insanca duygular bile yasayamiyoruz,,,,,, yüreginize cesur kaleminize saglik ,,,,, alkisliyorum siirinizi ve sizi ,,,,, saygilar,,,,,,
Hepimizin sesi, hepimizin feryadı olmuş dizeleriniz, düşünüp de söyleyemediğimiz, arzulayıp da gizlediğimiz, var olduğunu bilip de yokmuş gibi davrandığımız duygular ve gizlenen her duygunun bu gün insan oğlunu ne hale getirdiğini açık açık görüyoruz yalnız ülkemde değil tüm dünyada.
Oysa ekmek su gibi ihtiyaçtır sevgi ve sevişmek, her canlının olmazsa olmazlarındandır sevgi ve arzu ile bir başka bedende kaybolması ve bu arzularını en açık şekilde karşısındakine söyleyebilmesi.
"Yasaklar" ve "ayıplar" sarmalamış dört bir yanımızı ve bu yasaklar içinde var olma mücadelesi yaşıyoruz hepimiz.
Muhteşemdiniz. İçsel duyguları bu kadar güzel anlatan kaleminizi kutluyorum ve saygılar gönderiyorum yüreğinize.
onurumsun tarafından 3/11/2009 12:12:24 PM zamanında düzenlenmiştir.
keşke o ergenlik dönemine yürürken titrek adımlarla böyle sesli düşünbilseydik sevmenin ayıp olmadığını öpmenin günah el ele tutuşmanın haram olmadığını anlatmış olsalardı içimizde aşk böylesi çıplak kalmazdı kim bilir... yine çok güzel bir şiir okudum sevgili dost sevgiler...
şiirdi...insan kılıklı...adam kılıklı... duygunun tene yansıması, tende sevdanın dansı... tanrı önce erkeği sonra kadını yarattı...veeee..AŞKI....
üleşilmeyen sevdaların teninde bırakma beni indir maskelerimi tenini tenime bileyerek önce ruh düşmeli tene inleyerek yarı can çekişmeli hep kapalı gözlerin sevda körlüğünde sevişmelerin tenime değil aşka körebeliğin.. uzan...içimdeki açlığa uzan.. ben değilim sevdamdır sana soyunan...
dedirtti şiir..şiire can veren yüreğe ..... sevgiyle şair...
"dilinden dilime bilmediğim bir alfabenin önsözü düşüyor" ve ben yorum bile yapamıyorum. pes arkadaş! bu kadar mı anlatılır NÜ. önsöz buysa resim nasıldır kimbilir? ki ben o resmi gördüm şiirde, izdüşümü bende saklı şimdi içimde....saygılar.
Cemal Süreyya'nın "önce öp sonra doğur beni"sini hatırlattı etkileyici mısraların...
Çıplaklık üzerine düşündüm, aslında şiirin tam bir üstsüz sevişmeye hazırlanmış kendi içinde... Saklanmamış, bir insanın ne kadar arzusu, ne kadar korkusu, ne kadar tutkusu ve ne kadar sevisi varsa anadan doğma ve güzelce serilmiş şiirine....
Tebriklerimle ve sayfana yeniden yazabilmenin mutluluğuyla..
EVET
şiir nü'ydü...
saygımla
hemşo...