İhanet içmiş intikam kılıçlarını gövdeme saplama Kadın! doğuramayacağın bir düşe hamile kalacaksın birazdan hadi soyun! rahminde uluyan köpekler besmele yemiş şeytana dönsün bu bir ayin! esarete yatmış tenin çıksın ayazdan
Saçlarını toplayamamış bir yatağın başucundan topla geceden artakalan günahlarımızı özürlü bir sevinç yırtık ar perdeleri ölü cenin sesleri kalsın ıslak çarşaflarda
bu gözü dönmüş bir oyun! etekleri tutuşmuş korkularımızla yüzleşiyoruz kilitleri çalınmış sevişme ayinlerinin kadranında şakağından vurduk zamanı mühürlesek bile dişlerimizin arasında ağlayan dilimizi şafağa uyanan aynalar ihbar edecek suçlarımızı
bil ki en yakın dostuyum gözyaşının ama pişmanlığının babası ben değilim bugün Zehra yarın Sevda öldüğünde fahişe yazılır adın ateşlerin ortasına gölgemi çağırırsın uyan!
güneşin sırt çevirdiği zamana yaslanan yanıyım bir gözü kör karanlık merdiven boşluğu ilk kadınım! miş’line geçerek zamanın bulduğum ilk memesinden içtim çocukluğu bütün melekler kalemini unutsun ağır bir gecede sağır bir uğultuyla yıkansın kirli saatlerim yorgun dilimizi sadece duvarlar konuşsun
tesellisi yok hiçbir kitapta ah’larımızın unutma tanrı’lar bile aldatmıştır kadınlarını
şimdi giyin üzerini sıkıca ört utançlarımızın sevaba yor ikimize bahşettiğin mutlu anlarını
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
AR şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
bil ki en yakın dostuyum gözyaşının ama pişmanlığının babası ben değilim bugün Zehra yarın Sevda öldüğünde fahişe yazılır adın ateşlerin ortasına gölgemi çağırırsın uyan!
örtün kimsesiz çocuklar .......örtün ey kent örtün ey dünya orp.sssssss evet yüreğine emeğine sevgiler....sıs şiirini hatırlar gibi oldum
Güneş solgun damlaları kurutuyor Ve ölü ceninler ıslak çarşaflarda Uyan kalkma vaktidir artık Ruhlar yükseliyor karanlık ufuklara ... Tebrikler saygı ile.
Öncelikle cesaretinden ötürü kutluyorum. Ve yeni tarz yeni bir ekol gerekiyor bazen... Her şey zaten yerli yerinde ve kapalı anlatımla gayet başarılı bir şiirdi. Edeb işine gelince ise,bu konuda kimsenin ders vermeden önce Türk edebiyatına bakmaları gerekir. Örneğin M.Cevdet Anday'ın Lale şiirinde:
Bağladım seni dişlerimle Doymak bilmez ipek böceği gibi, Ay gibi yarıktı kırmızılığın.
Birileri gelip yine '' edeb '' dersi verebilir şiir altında...diğer şiirde olduğu gibi... Sadece şunu söylemek istiyorum...Divânu Lügat'it Türk'te bile kimi sözcükler açık açık anılmıştır... İşte bu sebeple, İslamiyet öncesi Tük Edebiyatı'nda bile bu durum ortaya konulmuştur... Halk şiirlerinde de buna dair çok örnekler vardır...
'' Güzel, ben seni isterim Seni koynumda beslerim Yüzünü, güzel, göreyim Zülüfün kara değil mi '' (Karacaoğlan)
'' Ölüm dedikleri gelmez aynıma Sıva ak kolların dola boynuma Soyunup eğnimi girsem koynuna Sabah oldu diye kandırma beni '' (Öksüz Aşık)
Yakın zamanlara değinecek olursak eğer Yahya Kemal '' Vuslat '' adlı şiirinde sevişmeyi anlatır... Cumhuriyet dönemi Türk Edebiyatı, sanatçıların her türlü eser verdiği bir dönemdir... Ve şiir altında yine '' edeb '' demeden önce bir kez daha düşünülsün istedim yalnızca...
Saygılarımla Faik
verda tarafından 3/16/2009 1:51:50 PM zamanında düzenlenmiştir.
ÇOK etkileyici bir şiirdi Biraz üşüttü aslında duyulan hissedilen ve herkesin söylemeye gücü olmayan duygulardı Şairin duyarlılığı zaten duyulanı hissedileni dile getirmek değil mi ? Kaleminiz daim olsun dizeler iz bıraktı ardında dönüp dolaşıp duraklayacağım bir şiir Saygılarımla
bu gözü dönmüş bir oyun! etekleri tutuşmuş korkularımızla yüzleşiyoruz kilitleri çalınmış sevişme ayinlerinin kadranında şakağından vurduk zamanı mühürlesek bile dişlerimizin arasında ağlayan dilimizi şafağa uyanan aynalar ihbar edecek suçlarımızı
bil ki en yakın dostuyum gözyaşının ama pişmanlığının babası ben değilim bugün Zehra yarın Sevda öldüğünde fahişe yazılır adın ateşlerin ortasına gölgemi çağırırsın uyan!
YÜREĞİNİZE SAĞLIK SEVGİLİ ARKADAŞIM. GÜZEL BİR ÇALIŞMA VE GÜZEL BİR ŞİİR. KUTLUYORUM SİZİ.
ateşle dansa soyunurken titrek bir beden oyun bozmaz ruhuna zevki nakşederken sarılan bir yaradır aslında onun kızılcık şarabı değmiş dudaklarında adı bile hatırlanmayan bir tampondur koynunda ve yaklaşırken sona ağır tütsüler yakılmış bir sevda bırakırsın utancın beslediği sevaba...
hakkını vermek lazım..iddialı ve cesur...hayat olgusundaki yerini hala kavrayamadığımız bir olmazsa olmaz, aralamaktan hep kaçındığımız bir perde...Faik kalemiyle estetik ve iddialı bir şekilde sayfada...
kutlarım şair...nadir kalemlerin üstesinden geleceği bir tema ve hakkını fazlasıyla vermişsin...
Doğuramayacağı bir düşe hamile kalacak bir kadının gölgesinde uluyan adamların gürültülü inleyişlerinden sıyrılarak okumak şiiri ve sessizliğinde isyana gönül vermiş bir şairin ıslık tadındaki sıradışı devinimlerini ve de kendini kendine bile anlatamamış iç halini duyumsamak... Tek kişilik bir dünyaya dize bağırışlarıyla süslenmiş nice insanlar eklemek ve kadınlarını yansıtmak soyunan zamanın... Yatak ucu hikayelerinde sigara içen devler ve sabaha çeyrek kala uykusunda huzurun doruğunda dizeler... Acının hiçbir yer ve mekanda dağılmayan kült ruhu ve hiçbir şekerin kandıramayacağı şiir ve şairler... Geriye yalnızca acı kaldıysa vardır aşk... Ve unutulmazı olur acıyı tattıran bir kadının aşktan seseplenen suçluluğu... Çok güzel ve etkili olan şiirinizi gönül dolusu tebrik eder, Saygılar sunarım...
frezya... tarafından 9/27/2010 2:33:13 PM zamanında düzenlenmiştir.