Kızlırmak Döne Döne
Sazın cengi türkü ile söz ile
Zalim yaktı ateş ile köz ile. Sis bürüdü dağlarını, İs bürüdü göklerini, Bir karanlık yürüdü Bir mumu üflemeye. Yüreğimi pas bürüdü, Dillerimi sus bürüdü, Ateşler utandı kendi korundan İsli yüreğimde kül çürüdü, Yaslı dillerime köz yürüdü. O sazları çalan eller Güzel eller Büyük eller. Tel peşinde mızrap gibi Koşan eller Düşen eller. O ateşe tutuldukça Kor içinde domur domur İnadına açan güller. Tohumunu çırpa çırpa Türkülerin toprağına, Serpe serpe aydınlığı Bir semaha tutuştular. "Dostun attığı gül" döndü, "Şu karşıki yaylalarda katar katar göç" döndü. Koca dünya döne döne, Zulmü döne Kahrı döne. Su değil duman akar, Kül akar Kahır akar. Kıyısını döve döve, Kızılını söve söve, Kızılırmak döne döne zehir akar Kor akar. Ol kâtibin gözlerine Kan oturmuş tutmaz elleri, Aklı almaz dili dönmez Kimlere yazsın artık Bunca arzuhalleri. O kibriti çalan eller Kara eller Kanlı eller. Karısının beline sarılmış mıdır Çocuğunun yüzüne dokunmuş mudur Bölmüş müdür bir ekmeği ikiye Bir çiçeğe bir kez olsun Su vermiş midir. Oğullar büyüdü boy boy, Kızlar yürüdü fidan fidan, Her türküye bir gözyaşı düştü Kimbilir hangi turnadan. Sus dilim söyleme daha, yürekte sızım ağlıyor Tellerine kan oturmuş Duvarda sazım ağlıyor. Barış Çelimli |