SENSİZLİĞİN KIYISINDA
sıkı tut geceyi sabaha karışmasın
çünkü uyandığında yanında olmayacağım ve bir daha uyuyamayacaksın yaprak kıpırdatmaz fırtınan beni kül gibi oradan oraya savururken adınla girdiğim her sokak çıkmaza dönecek seni bir papatya gibi ömür defterimin arasında kurutmayı su gibi yumuşak sesini kulaklarımdan silmeyi gözlerimde yuva yapan bakışlarını unutmayı seni kaybetmeyi göze aldım ama her telefona sen diye atılıyor ellerim utancından gözlerim karadenize batıyor karşıdaki dağlara ismini yazıyorum bakışlarımla ama yakıştıramıyorum çünkü her dağ ferhatın deldiği dağ gibi sevdayla anılmıyor sensizlik sensiz hiç çekilmiyor gökyüzü çıldırmış gibi gürlerken görünmez bir bulutun gizli yağmurunda ıslanıyorum hüzün damlalarının döküldüğü arabaların camlarını hiçbir silecek temizleyemiyor seni koparıp içimden atamadığım gibi tam şuramda duruyorsun kalbimin her atışında seni hatırlıyorum mutluluk kapısını üzerime kilitleyişin beni yalnızlığın ortasına bırakıp gidişin aklımdan çıkmıyor seni unutmak için her şeyi deniyorum televizyon radyo ne varsa açtım artık ama hala sesini kulaklarımda nabzını avuçlarımda hissediyorum her gece gönlümün bahçesinden bir buket satır senin için dökülüyor ama inan sensizlik sensiz hiç çekilmiyor sevmek alıp başını gitmektir sevgiliden uzaklaşan mutlak aşka yaklaşır sevdiğini gönlünde kendi bildiğince yeniden yaratarak . . . |
Bir kula, kul olmak adeta...
Bence Kuldan uzaklaşan, Hakka yaklaşır... Aslına döner yani..
Aslına dönen yüreğinize sağlık...