BİLEMEZSİN
sevmek;sana ihtiyacım var gel demekmiş
bunu sana git dediğimde anladım küflü penceremden dışarıya baktığımda soğuk gökyüzünün su tozları halinde ufalanarak şehrin üzerinde dökülüşünü izlerken gözlerimle uzak bir sefere cıkıp kırık bir heykel gibi parçamı arıyorum ne kadar zor olsada yokluğunu kabullenip sensiz bir geceye daha günaydın dediğimde sen diye hep kalemime sarıldım şu ellerim kalem tutmaya başladıktan sonra her şeyi sana yazdım senide her şeye bilemezsin ben denize küsmüş bir gemi gibi saplanmışken karaya sen uzak bir körfezde dalgaların kıyıya çarpıp ağladığı yerdesin bir nefes kadar yakınsın bana ve bir yıldız kadar da uzak kulakları sağır eden bu sessizlik içinde deniz senin adını esen rüzgarlar şarkımızı söyler benimse hala kuramadığım hayallerim var her şey anlamsız ve boş artık gerçek olan senin yokluğun bunu ayna karşısında bile yalnız kaldığımda anladım yeter ki sen yanımda ol mum ışığı güneşim olsun razıyım öyle bir şey var ki sende çözemediğim hani insan ağlamak ister gözlerinden yaş gelmez gülmek ister içinden gelmez birisini bekler o gelmez ölmek ister ecel gelmez ya işte senin yokluğunda gönlümdeki lambanın alevi böylece yavaş yavaş sönüyor seneler okşadıkça saçlarımı sen yerine yağmurlar öper yanaklarımdan hatırlarmısın gittiğin gün bu yağmur yağıyordu geride bıraktığın bu şair bir köşede sessizce ağlıyordu bilemezsin . . . |
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden