HER ŞEY SEN
parmak uçlarımdan damlayan
kederle yıkanmış mısralar fazla güzel bir kız için kısık gözleriyle çıplak gökyüzüne baktığında saydam güneşin ışık yağmurunu tel tel şehrin üzerine indiren kız için baygın kokulu çiçeklerin süslediği yalnızlık bahçemde her teli ateşten bir bağlamadan yayılan görünmez müzik dumanı senin resmini çizerken gözlerimin önüne tarifsiz ankara yolculuğu geliyor aklıma bu gece 22:00 de ayrılacaktık bu şehirden nefesinin sıcaklığını üzerime ufalayan bu kavurucu yaz akşamında ayrılıyorduk bu şehirden sabaha kadar uyumamak için söz veriyorduk birbirimize ama sen yavaş yavaş ölen deniz gibi başın omuzuma düştüğünde uyumamak için direniyordun ben saatler dursun bu yolculuk hiç bitmesin istiyordum her güzel şeyin nihayete erdiği gibi bu yorgun yürüyüşün son nefesine yaklaştığımızda sen yeni doğan bir güneş gibi yavaş yavaş uyanıyordun gözlerinden etrafa savrulan ışık tozları bambaşka bir hava katıyordu başkente buğulu bir karanlık halka halka dağılıyordu ve artık yollar ayrılıyordu bu ayrılık bile içimde siyah bir yelken açmıştı sensiz attığım her adımda ayaklarımın altındaki sanki beton değil güneşin titreşen sıcaklığıyla buharlaşan sonu görünmeyen bir su çölü ben seni düşünürken şehrin kulaklarımı tırmalayan sinsi uğultusunun sessiz serpintileri uzak bir trenin sesini dinler gibi tekrar seni çiziyordu gözlerimin önüne mani olmuyordum olamıyordum her şey seni getiriyordu gözlerimin önüne |
Yaşadıklarınla, yaşamadıklarının gözlerine misafir olması yani..
Güzeldi.. Gönlünüze sağlık..
Selamlar ve Saygılar
Meryem Zemerot