Haykırış
bir avuç hayal kırıklığı saklı
dağların gölgesine hareket ettiğimde şiire çarpan, günler tekerrür ederken granitlerin içinde kuşların şarkısını karartan dağlara saldırıyorlar yüksekliğin son yapraklarında. ne yapabilirim bir başıma tırnaklarımın gömülü kaldığı kum tepelerinde? göklere yelken açmak, her köşeyi keşfetmek, pelikanların avlandığı uçsuz bucaksız bir okyanusta kulaç atmak mümkün mü naftalin gibi kokan yalnızlığımda? bu kadar dokunmamıştı kalbime daha önce bir arabanın içine saklanmak ve hayatla yüzleşme cesaretini kaybetmek, huzur veren bir vaat yok olurken bedenimin açıldığı yere doluşan sincaplar elektrik tellerinde koşsun çavdar tarlalarında bulunan, kayaları söktüğüm yerlerde çiçekler açsın bana ne! gözlerim gözlerine dokunamadıktan sonra tevazu ile öpülen sahillerde, köpüğün sesini dinlerken ayrı ayrı yollardan tırmandık bilemeden aynı dağın zirvesine şafağın merdiveninde aynı manzarayı seyretmek için. nihayet kayboldu hayatımın nehri. kaybetsek de yarınları, bayrağı beraber selamlayalım en azından. çünkü söyleyecek çok az şeyim var Seğmenoğlu (Osman Akçay) |
Tebrik ediyorum ve yürekten kutluyorum sizi…
Selam ve saygılarımla mutlu ve huzurlu bir pazar günü geçirmeniz dileğimle..