1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
46
Okunma
Sever gibi gövdesiyle bir harabenin kanatlandığı tazelikte
İçimin sevdalarına sıyırdığım kenetlenmiş yüreklilerin delişi var
Ovalarımda
Dağlarımda
Bir vazgeçişin en muhterem gölgesine sinmiş gerginliğimiz
Uçağını göğe seslendiğim bir özgürlüğün karnı adın
Beni susturdun kör mevsimin kül ipekliğinde bir hoş çakal ile
Nice uykudan senin sessizliğini kırarak çıkardım yakarışlarımı
Enine uzanmışım
Mabedimin uyuyan çiçeğine akşamın kızılını aralık bırakıyorum
Yosun yutmuş iklimin müziğinde
Memleketin tuzla terbiye edilmiş sularını izliyorum
Bir güneş kuyudan çıkıyor
Gerdanına sarı sayılan vuslat takmışken
Sırrını bastırmışken gece
Biliyorsun ılık bir siyahın en ihtişamlı
En olunmadık izlerini taşıyor
Körpesini kaybeden meleşmeler kilimin üstünde
Gökte ise tahtası bozuk çivilerin batırdıkları kan izleri varken
Sofrasına oturmuş
İnci mercan dişiliğinde aksak bir göç bendeki
Dünyasında eski vuslat biriktiren adamlar silsilesi
Yan bahçesi ayin kopartan kalabalığın çehresinde
Gözcüsü fakir göğün saltanatında bilirim maviye çalınmış
İnmiş ovaya savrulan saatin kaybolmuş zamanında
Ölümün geç kalmışlığına mı yanayım
Vuslatın ertelenmesine mi acıkayım
Bilinmez
Her sırrın devrini aşarak getirdin beni
Çağları sildin etimden kemiğimden
Sustum
Faziletin akıbetiyle boğuşan mekânın bohçasındayım
Fırtına koptu
Ceylan sıçradı
Avcının ölümü kapıldı gitti Azrail oltasına
Ölümle kıyametin gizeminde peydahladınsa beni
Adımı yaşamak koydun…
5.0
100% (2)