1
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
305
Okunma
Son gülün gergin toprağa kirli gülüşü fışkırdı dikenlerinden
Sıyrıldım bu sabah
Tuhaf ezgiyle zamanı kısaltıyor ahir zaman
Kanamış ellerimin kıpkızıl gururunu diktim uçurumun köşesine
Ben penceresini açmayan ilmekli kızların yurduna gökyüzü dikmeye gidiyorum
Yelkenlerini yüzyılın acısına sürüyor içimin kaçışları
Türkülerini her saza emanet edemeyen âşıkların kıskançlığına
Benziyor gözlerinin içi
Söyle bana içimizdeki merdivenin boşlukları
Yeryüzünün yürüyüşlerini doldurabilir mi?
Bir kez olsun senin varlığına hicret etsem
Ruhu göçlerden kurtaramadım sevgili
Sensizlik kırgınlığı her şehrin girişinde
Ürkek, çıkılması zor paslı devrin yamacındayım
Sesin en ilkeliyle vuruyorum sırtına bir ayın yansımasında
Kaybolmuş incir kuşlarının rengi sarıya çalan bir güneşin bakışları sanki
Bir gün ölülerin yaşadığı yere geldiğimde
Ruhumun kıvrandığı kalplerin gecesinden sıyırıp alır mısın beni?
Güneşine serilmiş bir merhametin sancılarını geçirebilir misin?
Bilmem ki kaç vakittesin kaç ruhun dizinde saçların
Eğik çevrilmiş dünyada sen , rüyasına turnalar beklerken
Bense bir çınar altı gölgesine yolcu olduğumu fısıldarken
Göz göze gelebilir miyiz eski resimlerin albümlerinde
5.0
100% (5)