(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
sızı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
sızı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
sırtımızda başka başka hırkalar fakat aynı üşüyüş başka başka pabuçlar ve hep aşk’a yürüyüş farklı aynaların aynı aksine hayran "kadınıyızdır aynısıyızdır anasıyızdır hayatın ve işlemeli ve antika ve gümüş saplı sapı tahta. hattâ... tuvalet masalarında vakur bir sessizlikle geceler boyu aydınlık bir gülüşe nöbet aynasıyızdır heyhat’ın!"
Şiir dilinizi ve bende bıraktığı etkiyi çok sevdim. Kutlarım kaleminizi, yüreğinize sağlık. Sevgiyle, :)
Şiir güzel, çok beğendim. İçerik olarak Filiz Kılınç hn.' a varlık olarak değil de kadınlık halleri olarak katılıyorum. Özellikle meslek/gelir sahibi olanlar konusunda. Bence ya asalaklık, ya acizliktir. Ayrıca "her kadın bir diğerine düşman" olma durumu yanlış. Çünkü muhatap üçüncü kişi asla olmamalıdır. Diğer kadını merak bile etmem. Forum gibi oldu ama. Şiiri beğendim. Kutlarım.
bir türlü sevemedim " kadın" denen varlığı, şimdi bir çok okur kızacak belki de şaşkın şaşkın bakacaktır ama öyle....
ezilen her kadın kendini korumaktan aciz, kendini ve gücünü fark edemeyen illa bir sığınak, illa bir dayanak arayan ve birey olmak için sanki şartmış gibi illa bir sevdaya mıhlanan zayıflık.
kadın prof olmuş, kocası gözünü şişirmiş :)) diyor ki - ee napimmm yaaaaa erkeğim böyle, seviyorum işte...iyi ya devam et o zaman sevmeye.
kadın çocuğuna da ana, kocasına da ana! ohh ne alaaa...hep ana yani...herşeyin ilk hesabı ondan sorulur, herşey ondan beklenir, aş, iş seks vs vs vs...hayır hayır feminist değilim, sadece ezik ve ne olduğunu fark etmeyen, savaşmayı göze alamayan kadınları sevmiyorum...iki tatlı lafa yelken indiren, bir iltifata fit olan, erkeğin hayatında 2. olmayı dahi göze alan ( ki buna rağmen hiç bir şekilde adı okunmayan ) ki yine de yok sayılan!
üffff kyre git başımdan :)) az daha konuşursam dinamit kuyusu olacak.
:)) şiiri anladım da gülüm, nevrim dönük! napim benim kahrımı da en iyi sen çekersin :)) bıkmışım hatunların ağlaklığından...ne zaman yapıyoruz bu dediğini? tamam masa kurulsun, sen sor ne soracaksan :) ben veririm cevapları anasonlu..bakarsın şiir doğar.
Aşktan bahsettim ve aşkın gözleri kör hâlinin kadına yamanmış halinden. Hepsi bu. Başından giderim, sonra rakı içerken aynı masada denkleşiriz, gözlerin dolar, hesap sorarım bilesin:))))))
" sırtımızda başka başka hırkalar fakat aynı üşüyüş başka başka pabuçlar ve hep aşk’a yürüyüş farklı aynaların aynı aksine hayran kadınıyızdır aynısıyızdır anasıyızdır hayatın ve işlemeli ve antika ve gümüş saplı sapı tahta. hattâ... tuvalet masalarında vakur bir sessizlikle geceler boyu aydınlık bir gülüşe nöbet aynasıyızdır heyhat’ın! "
Kadını bu kadar iyi tasvir edebilmek zaten saygı krallığında bir taht sahibi olmayı gerektirir...
Betimlemeler dev aynasındaydı, bu cüce boylu kelimelerimin anlatmaya yeteceğinden fazlasıydı...
" sonra ister sezen söylesin isterse yunan istemezse gelmesin o çok beklenen gün denizin üstünde yükselene dek her kadın diğerinin canıdır ve her kadın bir adamın diğer yanıdır
ceketinin iç cebinde sızlaması gereken! "
Her kadın bir adamın diğer yanıdır veya bir kadın birden çok adamın sol yanıdır, her birini ayrı ayrı tutuşturan birine Cennet diğerine Cehennem olan...
bu mısralara kadar yoruldum çünkü konu kadınların o geleneksel çekememzilik sorunu gibi canlandı beynime ve birleştirici rol üstlenmiş kadınsal imgelerle kadınlara mesaj veren bir şair canlandı doğru da canlı,anmış gibi
işte (tabi bence burayı vurguluyorum)
sırtımızda başka başka hırkalar fakat aynı üşüyüş
şiiri sıtlamaya başlayan mısralar ve anlatının yalınlığı içinde okuyucuya burayı al oku dedirten yer ve devamı destekleyicisi
aydınlık bir gülüşe nöbet aynasıyızdır heyhat’ın!
anlatılan sorunun haykırışı olduğunu söyleyen şair yukarıda belirttiğimiz gibi birleştirici özelliğini ortaya koymuş ve kendi tanımına gitmiştir.
farklı insanlarda buluşan kadınların ortak noktasını gözyaşında yakalayan şair
yaşanmış bir hikayesinden hareketle etrafını incelemiş ve kurgu içinde kendini deşifre etmiştir
Şiirler yazılırken bir çok buluşma noktasındaydı Kadın. Erkeğin tekelindeydi her şeyde olduğu gibi... Ama artık öyle değil kadının eli değdiği her şey lezzetini buldu.
Yani kadınların yazdıkları şiirler daha çok uyutmak için değil de, uyandırmak için yaptıkları etkin meditasyonlar olarak nitelendirebiliriz.
Kadın dediysem ben kyrie'yi ayrı tutmak istiyorum biraz sizden... Şiir dediysem Sızı'yı da ayrı tutmak istiyorum biraz sizden...
Kyrie; şiir adına varolma gerçeğinden herkesin sandığından çok daha komplike bir yüreğe sahip olduğunu vurgulayabilirim size. Hayır vurgulamam değil belki de söylemem yeter.
Bu yüzden poetik akış biter ve sözcükler greve gider.
Kadın sever, erkek gider ve bir diğer kadın sevilen için düşman olur. Ne kadar acı ve Ocak üstü ne kadar sıcak bir yangın. Hep aynı üşümek hissi uyanıktır aslında, biz ne kadar titresekte soğuk aynı soğuktur, tabi nefesler bazen şekil değiştirebilir. İllaki birkaç çizik vardır ellerimizde, yüzümüzde de birkaç yamalı nasır. Ki sızı bu değildir, değil olan derinliklerde gizlidir. Kör bir mağaranın gözükmeyen yerlerinde. Soğuk daha derinden işler, iliklerde aynı şarkı notaları, kaldı ki ciğerlerimize dokunan bir damla şarap mağrurluğu. Kadın aynı kadın, sevilen farklı olsa da, yüreklerde aynı sebep, ben cüzdanımda taşıyorum, çünkü; ceketimin sol iç cebinde hala dayanılmaz bir sızı var.
Sevgili Jale, rasat etmek ile eylemek farklimidir deseler, adres seni veririm sanirim ki hem eyleyensin rasat, hem eden..
Hamur eyleyip yürek teknen de sunuslarin siir´i, bu ya-hu bu iste siir kadin bu dedirtmisti bana ve aylardir olmama ragmen, hic ödün verdirmiyorsun yazdiklarinla, yürek kapina astiklarinda, ayni haz ile aylar sonra da..
Özlemek sizleri ne ala bir his anlatamam ve birikenlerin meraki o ayri bir haz..
Konuya hakimiyetin yine finalide cokkk saglam baglamis dizelere, olmazsa olmaz, ayri birakilirsa ölür! Bu dizeler bu finalden..
Kadinlari en ala bir kadin anlar ve anlatirdi, zor olsa dahi..
Sen yüreklererimizin duygu selinde yikanmasini sagladin..
Sen hep ol emi, burda ve gece mum isiginda, farid farjad esliginde ki siir kokulu sen kokulu kitapta da ol emi...
sonra ister sezen söylesin isterse yunan istemezse gelmesin o çok beklenen gün denizin üstünde yükselene dek her kadın diğerinin canıdır ve her kadın bir adamın diğer yanıdır
ceketinin iç cebinde sızlaması gereken!
Yüreğinize sağlık,anlamlı güzel bir şiir okudum,tebriklerimle..
Dil o kadar rahat ki,okadar akıcı ki, sanki şaire kendisi bile farkında değil, iç uyağın bu denli ahenkl iolduğundan sanki o hiç anlam ve ses arayışı içinde olmadan düşüvermiş gibi sözcükler peşpeşe gelen dizeler arasında benzeşik sesler farklı sözcüklerle anlam ve ses çeşitlemesi;oysa hepsi ibilinçli bir seçim... Dilin kıvraklığı zekaya hükmetmiş görünüyor; oysa bütünüyle aklın egemenlğinde bir dokunuşu var dizelerin..O halde ; YİNE BİR KYRİE ŞİİRİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ... Saygıyla.
sonra ister sezen söylesin isterse yunan istemezse gelmesin o çok beklenen gün denizin üstünde yükselene dek her kadın diğerinin canıdır ve her kadın bir adamın diğer yanıdır
ceketinin iç cebinde sızlaması gereken!
Kutluyorum güzel dizelerinizi. Saygı ve selamlarımla.
mahser gununde en ondeyim ..
Tesekkurlerim cok,
Saygilarimla .