Issız Dağlar ve Yalnızlık
Kuş kanadını unutmuş, yol susmuş, kervan geçmez.
Yalnızlık serilmiş ufka, dağlar anlatmaz kimseye. Su olsan, kimsenin dudaklarına dokunmaz, Yol olsan, ayaklar geri döner, gelmez. Bir dağın yamacına vardığında, Bulursun eski bir ağacı, kimsesiz. Eğilir ona yüreğin, dallarına sarılırsın, Teller, pullar, hayallerle donatırsın. Ve bulutlar gelir, köpürerek, Bir nehri taşırır gibi hırçın. Gökyüzüne bir de bakarsın; Gölge değil, umut ararsın. Ellerin boş, sesin yankısız, İçindeki dağlar daha da dik. Bir ses duyulmaz bu sessizlikte, Dilerim kimseye verilmez böyle bir çekilmezlik. Ama her kopan bulut, Bir gözyaşıyla iner toprağa. Ve yalnızlık, yüreğinde çınar gibi büyür, Sessizce, kimseye anlatmadan... Erol Kekeç/12.01.2025/Sancaktepe/İST |