Yaşamak Ah Yaşamak
Deniz dalga dalga içime vururken,
Kayalar gibi direniyorum, ama ne fayda? Her damlada biraz daha eriyor kalbim, Yine de tutunuyorum, kırık bir dal gibi hayata. Bir adım atsak, var mıyız gerçekten? Ya da biz miyiz o giden, geride kalan? Şu sahil, yıllardır görmediğim dost misali, Anlatır her şeyi sessizce, hiç sorulmamış gibi. Düşüncelerime serin bir rüzgar dokunur, Bir el gibi, usulca alnıma değip geçer. Ve işte, yıldızlar yine sessizliğe gömülür, Gözlerimde anılar, dilimde eski bir şarkı var. Yaşam denen şu gizem, ne kadar da ince, Hangi renk gerçekte yaşamak, hangi ses? Kendi gölgemde gizlenmiş bir çocuk gibi, Bir yanım hayalperest, bir yanım karanlıkta kalmış. Bıraksam mı kendimi dalgaların kollarına, Yoksa yine mi tutunmalıyım bilmediğim yarına? Gecenin içinde kaybolmuş bir çığlık mıyım? Yoksa hiç söylenmemiş bir sözün gölgesi mi? Aşk, o eskiden yaktığı gibi yakmaz beni artık, Bir ateş gibi değil de, bir köz gibi yanar içimde. Ne geçmişin ihtirası, ne geleceğin hüznü var, Sadece varlığımın ince, usul bir yankısı kalmış. Ve bir an gelir ki, yorgun düşer insan, Ne acıyı, ne sevinci arar; sadece var olmayı. Bu kadar kalabalıkken dünya, bunca ses, bunca iz, Yine de en güzel, insanın kendiyle baş başa kalması... Bahadır Hataylı/28.10.2024/00.45/Sancaktepe/İST |
Kutlarım sizi. Yüreğinize emeğinize sağlık.
Selamlar saygılar.