0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
237
Okunma

Ağıtlı gözlerin, o dipsiz karanlık,
Dalgalanan perçemlerinde kaybolur yıldızlar,
Hayallerin tutsağıyım, kilit vurulmuş kalbime,
Yakar beni, gözlerinden süzülen her hüzün,
Gecenin zifiri karanlığında yüreğine dokunan,
Bir damla gözyaşıyla başlar yangınım...
Ben, uslanmaz deliliklerin sıcaklık taşıyanıyım,
Cengaver bakışlarının derinliklerinde ararım,
Solmuş aşkımı, küllenmiş hatıralarımı.
Diriltmeye yeminliyim, çorak toprakların,
Su çekmeyen bağrında filizlenecek umutlar.
Yitip giden hayallerin gölgesinde,
Kendi içimde bir dünyayı yeniden kurarım...
Ağıtların fısıltısıyla yankılanır sessizlik,
Kelimeler yetmez, ne söz anlatır beni,
Ne de zaman sarar yaralı geçmişi;
Bir düşte kaybolurum, elinde taşıdığın aydınlık,
Bir ateş gibi yakar tenimi gözlerinin sesi,
Uykusuz gecelerde sarılırım yalnızlığıma...
Dalgalanan saçlarında saklı hikayeler,
Bir rüzgarın uğultusuyla dile gelir.
Kim bilir hangi dağlarda yankılandı çığlıklar,
Hangi vadilerde sustu şarkılar,
Ve hangi aşklar toprağa karıştı?
Ben yine de beklerim, uslanmaz yüreğimle,
Her soluğunda yeni bir nefes taşırım sana...
Ey gecenin karanlığı, sakın örtme onu,
Ağıtlı gözler, benim cennetimdir.
Yakan bakışlarında kaybolmayı seçtim,
Ve kayboldukça buldum kendimi,
Kendimi buldukça, seni yitirdim...
Her yıkanışta bir damla gözyaşı döküldü,
Her damla, bir hatırayı toprağa ekti.
Ama o toprak, o çorak toprak,
Su çekmez, umut doğurmaz dedi bana.
Oysa ben inatla yağmuru çağırdım,
Gözlerinden düşen her damla,
Bu toprakta yeşerecek dedim kendime...
Sen dalgalanan saçlarında taşırsın zamanı,
Ben o zamana yenik düşen bir hayalperestim.
Yüreğine dokunur her sözüm,
Ama dokunduğu kadar yakar seni de beni de.
Bu aşkın külleriyle yoğrulan ellerim,
Bir şiirin harflerinde yeniden doğar...
Ey dalgalanan perçemlerin gölgesi,
Ey gözlerinde ağıt yakan kadın,
Bir düş olsan bile gerçek kadar acı,
Beni bu hayalden uyandırma.
Çünkü ben, çorak topraklara inat,
Senin gözlerinden düşen bir damla umutla,
Bir ömür boyu yeşermeyi beklerim...
Sana dokunan rüzgar, bana da değsin,
Saçlarının kokusu, gecemi şenlendirsin.
Ağıtların yankısı, sessizliğe bürünse de,
O sessizlikte seni bulurum, seni yaşarım.
Yakarışlarım gecenin koynunda yankılanır,
Ve ben yine, her sabah yeni bir umuda uyanırım...
Sen bilmezsin belki, ama ben bilirim,
Aşk, çorak topraklara ekilen bir tohumdur.
Zamanla filizlenir, kök salar,
Ve gözlerinden süzülen her damla,
O tohumu büyütür, bir çınara dönüştürür.
Ben o çınarın gölgesinde,
Senin hayalinle nefes alırım...
Ağıtlı gözlerin beni yaksa da,
Perçemlerinde kaybolsa da zaman,
Bir düşte yeniden bulurum seni,
Ve o düşte tükenmeyen bir aşk yazarım.
Bu aşkın kelimeleri bitmez,
Bu hikaye buzları kırana kadar sürer...
Erol Kekeç/20.01.2025/Sancaktepe/İST