Rapunzelaklın merdivenleri kısaydı kalbin erdiği yükseklikten saçlarını döktü prensine taştan kulenin demirden kapılarını döven deniz merdiven çıkan su orta çağ ateşinde öpsen kurbağayı olacak şövalye yandıkça eril arzuları aşktan çarmıhta kızıl afetler ateşe odun taşırdı yığınlar küle dönünce o çağın güzel kadınları çil çil dağılırdı yargıçlar çirkin yüzleri, kirli dişleriyle gülümseyebilen işte o kalabalıklar içinde seçtim gölgede seni diri diri atıldığım yangından kalan küllerime su taşıyan telaşın rüzgâr Sude Nur Haylazca (Vaha Sahra) |