AhrazŞiirin hikayesini görmek için tıklayın -boncuk gözlüm deyip hedefi ıskaladığında da sustum-
Ağrı yanım I
doğrulup, karanlığın ürperten gürültüsüyle kurulduğumda korkularıma hiçbir varlıkla ilgisi yoktu duyduğum seslerin! ki; ben, evin bütün ışıklarını yakınca da ürkerdim gecenin ıssızlığından yalnızlığın en tiz çınlamasıydı kulaklarımda oda oda gezinen sessizliğin zıvanadan çıkan arenası ahraz gölgelerin hatırlatmasıydı sensizliği aşktı, ellerinle ateşe verdiğin yosuna çalan gözlerinde küle bulanmış bakışların içime gömdüğüm yangınların göğü kurutması ve yağmurları tutması kirpiklerimde henüz hazır değilken eşiğimden sızmaya çalışan ayrılığa bir kuyunun derinliğinde unuttuğun öksüzlüğünü çarpınca yetimliğimle canımı acıtıncaya kadar sustuğun anlarda en yakınındaydım kolların, ellerin kadar oysa bilirdim; sarıp sarıp bıraktığın yerden yere vurduğun anlarda eskitemediğin yaranı hatırlattığımı... dönüp de sırtımı yok sayamadığım kendi duldasında titremeye bıraktığım nefestin bir zamanlar kıyamadığın “canımaydı, güldüşüm, en kıymetlim” dediğin... gülüşüyüşüm, yek düştük sandığım şimdi; ölüm senden bir adım daha yakın! sude nur haylazca |