Armağanb u ş i i r… evle papaz olup gecenin koynunda sabahlayanlara gözlerini ufka dikip balıkçı babalarını bekleyen o hasret kokulu çocuklara kana kesmiş hastane odalarında bir bağlamanın döşüne kahrını mühürleyip ağır yaralı bir şiir gibi kanayanlara kuşlar işinde gücünde kediler çarşı pazar telaşındayken işsiz güçsüz kalıp acıyı heybe gibi omuzlayanlara uğur böceklerinin kanatlarına ağır gelince hayalleri kıtlıktan çıkmışçasına içip boğma rakı gibi boğulanlara her Allah’ın gecesi ormanın zulasına ceviz saklayan sincaplar gibi acısını içine saklayıp kallavi bir orman gibi içten içe yananlara alınmayan bir selam gibi karşılıksız kalınca sevdası avazını dudaklarına mıhlayıp yangından ilk kurtaracağı aşkı kendi eliyle ateşe atanlara daha yarası sağalmadan yeni yarasına bakıp bakıp -neden Tanrım, neden hep ben diye haykıranlara a r m a ğ a n olsun |
Kalem izinizi takip ediyordum çok çok sene önceleri.Mahlas da değismiş sanki.
Neyse şiire geleyim.
Her zaman ki gibi bambaşka bir atmosferde. Ve sizin tarziniz bu.
Tebrik ediyorum.
Selam ve Saygılarımla...