Dr Işın’a
O 105 nolu hastane odasında
Lambadan süzülen cin gibi nasıl devleşmiştin gözümüzde
Onca ameliyattan kalan dikiş izlerini
Çocuklar görmesin diye nevresimlerin altına saklarken
Nasıl Anneydin…
Damar yolu açılmış o narin bileklerinle
Yalın kılıç beklerken
ölümü
Bir orduya kafa tutan korkusuz
savaşçılar gibi nasıl mağrur
Nasıl asildin
Biz sende gördük nasıl bilek güreştirilir acıyla
Sende gördük gözünün içine baka baka
Nasıl meydan okunur
ölüme
Sende gördük iki mars bir düz edip Azrail’i
Nasıl konulur koltuğunun altına tavla
Bazen, kemoterapi vurgunu saçlarına flu bir
hüzünle bakar
İçten içe yanan bir orman gibi tüterdin
Bazen de, arabesk bir kahkaha atar korkuturdun
ölümü
Bir deri bir kemik kalmış küçük bedeninle
Zafer kazanmış o mağrur komutanlar gibi omuzlar üstünde
Süzülüp gittin kara toprağa
Ölüm tarihini yazdırmadın mezar taşına
Ölüm
Allah’ın emri
Öldürdün
ölümü Işın abla