Nefesini Tut
öksürerek
bir yıldız daha kaydı içindeki darağacından kuşlar fırlatarak ıssızlık bile çekip gitti yerinden belli ki bir şafak vakti gibi açılmayı bekleyecek gözlerin hayata perdeler teveccüh buyurdu örümcekler teni kırışık bir sığınakta dantel dantel ağlar doğurdu sıkıca sarıyor yanılgıların enkazını belli ki gamzenin çukurlarını yarım kalmış bir tebessüm dolduracak gerek kalmaz belki de gecenin incisi gibi yaşamaya sessizlik bir iskelet gibi yapıştı uykunun damağına mevsimler soyunuk mezarlıklar memnun takvim yaprakları hayaller gibi uçuşur belli ki yeni bir yaratıya can yeleği olmayacak baharlar her hüzün bir sonraki neşeyi meydan okurcasına bekliyor olacak şimdi hangi renk gönüllü gelir hasarlı bir gemi gibi otursun karaya hokka içinde kızıl deniz divit ucunda iki ölü harf yarıda kalmış bir kelimeyiz yaralı bir üveyik bakışı gibi çaresiz iki ölü kalp sevinç desen tefeci huzur desen bir heyula ezmesi hangi limana sığınır da sıcak bir sevgili gibi sarar yalnızlığını kırların nefesinde üşüme var kardelenler kadar narin öksüz bir çocuğun havzası kadar serin notalarından sökün edilmiş görgülü seslerin paftası her sözü bir kar tanesidir arka fonda bir türkünün her biri elinde bir notla gelir pimi çekilmiş bulutlarla yüzünde yorgunluğun binlerce kopyası bir kitaptan yırtılmış sayfalar gibi aslını kaybeden bir yamaçtan kopmuş da gelmiş içinde bir şehir içinde bir sen belli ki ikisi de birden gömülecek _boran |
Düşünceler canımızı, biz de dişlerimizi sıkıyoruz
İnsan gönlünde yer verdiklerini, nereye gitse peşinden sürüklüyor.
Kisaca
Hayat spontan devam ediyor
Olmasi gerektigi gibi olmuyor.
Sevgili boran
Kelimeler yerlerinde uyumlu bir sekilde tasnif edilmiş
Keyifli bir şiir lezzeti yaşadık
Tebrik ederim