AğrıGerideki aynaların aydınlığı duruyor Şu yüzümün gölgeli gemileriyle girip içeriye Düşlerimi bırakıyorum bir akşamüstü kanayan sevdalara Pencere yalnızlığı gözlerimde deniz büyük Ay hızıyla takıldığım uçurum dansında Her suskunluk sürgüne dönüşürken Ölüm yalınlığında durulan buzul yanım Bir şiirin felsefe günlüğüyle ararım çoğul siyahı Sözcükler tay gibi silkelerken kalabalığı Bir anı daha görünür Kırık dökük tebessümlerde Dalgın bakışlarımın sandığında her mevsim Işığın yıkanmış günüyle akıp giden bir balkon Uçurum ve intiharlar Tozlanmış yıldızın sarı feneriyle gülümserken Herkese bir menzil kalır Hiçsizliğin bahanesinde Dokusu çözülmüş satırların Sis basan fısıltısında Yollar ağır ve uzak Şimdi Aynı ağrıyla kaybolan çocuklar gibiyiz ... |
sessel ve semantik düzeyi yüksek bir çalışma..
izlenimlerini kaleme alırken birçok şair gibi rahat bir tavır sergilemekten imtina eden , algılamadaki farkını her zaman ortaya koymuş bir kişiliktir Tesbih şair.
onun bu özelliği şiirin derin yapısında şairini gündelik modlardan uzak tutuyor.
yani herkes aynı modaya uyarken o tam tersini yapıyor.
anlamları, kulaklarından çekip terbiyeleme konusunda hünerini konuşturuyor daima.
onları kendi kostümleriyle giyindirip bambaşka bir şiir sahnesi gösterisine hazırlarken onlarla arasındaki ilintiyi hep canlı tutuyor.
onun şiirlerindeki tasvirler , belli bir çizgiye takılıp kalmıyor. dolaylı yönlerden okurla arasındaki bağı güçlü tutarak, onlarla işbirliğinin sürekli olarak korunması gerektiğinin bilinciyle hareket ediyor.
''Sözcükler tay gibi silkelerken kalabalığı
Bir anı daha görünür
Kırık dökük tebessümlerde''
ruhumuzu silkeledi işte bu satırlar..
işte beklenmedik söylemlerin şaşırtıcılığı bu olsa gerek.
eyvallah
tebessümle kal hep.