göğsümdeki cenazebiz seninle çılgın bir nehrin iki farklı koluyuz ayrı ayrı aksak da acılar kavşağında birleşiyor yolumuz bilirsin yaralarını sevdim ilkin sonra bir kuyuda unutup sesimi okşadım saçlarını çaresizliğinin kaç kez kovuldum cennetinden cinnetine sebep ben değilken ıslak bir yaprak olup düştüm gözlerinden yokluğunla terbiye ediyorum varlığımı kırlangıç duaları öğütüyorum sol(uğ)umda ve gök her ağladığında bulutlarla birleştiriyorum avuçlarımı her gece bir şiir çekiyorum kalbimin raflarından yokluğunun kenarından gecenin gözlerine sürme niyetine fısıldıyorum kulaklarına kuşların henüz yazılmamış hikayelerini gece sağır kuşlar sağır zaman akrepten de ağır bir cenaze taşıyorum göğsümde gök genişliğinde çöl dinginliğinde büyüdükçe ufalanıyor çocukluğum kokunu unuttuğun mütemâdiyen tütün kokan titrek ellerimde hiçbir renk örtemiyor saçlarıma düşen ak hüznü aynalar asi takvimler gardiyan kelepçeleniyor gözlerim ufuğun bittiği o sonsuz çizgide kelebek ölüleri biriktiriyorum ayraç yapıyorum kitaplarıma -ki onlar tanıktır- ömrümce taşıdığım yaralarıma çeviriyorum çetrefilli hayatımızın solgun yorgun ölgün kırgın sayfalarını bir cümle takılıyor boğazıma -biliyorsun acıları büyük küçüğüm - sen en çok susarken güzelsin ben de ölürken Necat USLU Şiirime ses/nefes olan Irmak ERİŞ kardeş ciğerden teşekkürlerimle |
çılgın bir nehrin
iki farklı koluyuz
ayrı ayrı aksak da
acılar kavşağında
birleşiyor yolumuz
bilirsin
İçten duyguların anlatımıydı
Fon ve yorum güzeldi üstad beğeni ile okudum
Yüreğin kalemin susmasın
_______________________________Selamlar