SİZİNLE SOHBET
Konuşmak istiyorum… Demiştim ya sizlere;
Şimdi konuşacağım; dinleyin, anlatayım! Yaşım daha otuzken; vardım doksan, yüzlere, Genç ömrüm harap oldu, bir hayli zarardayım. Dünya bir zindan olmuş, içine tıkılmışım, Gelecekten ümitsiz, geçmişe takılmışım, Hayattan iğrenmişim, kendimden sıkılmışım, Beynim acı çekiyor fikrende firardayım. Issız kalan ruhuma çöken kara geceler, Uzunca bir zamandır bitmeyen işkenceler, Hiçbir türlü aklımdan gitmeyen düşünceler, Tüm hepsini diyeyim ve söze başlayayım: -Dikkat ile dinleyin, bakın size ne derim? Bunca insan içinde meğer yokmuş hiç yerim. Ben ki, tüm insanlığa el uzatmak isterken; Derdi olan dertliye derman olayım derken. Bir gün her şey değişti, dünyam tersine döndü, Gökyüzünde güneşim, bir ampül gibi söndü. Derdi olan dertliden daha çok dertlenmiştim, Yaralı bir kuş gibi, bir köşeye sinmiştim. Ağzım, dilim kurumuş; tutuşmuştu dimağım, Lavlar püskürüyordu, sessizce gönül dağım. Sanki sızlayan beynim gözlerimden akmıştı, Dostumdur dediklerim uzaklardan bakmıştı. Ben onların derdini, kendime dert ederdim, Hiç kimsenin umrunda, meğer değilmiş derdim. Bitmeyen bir hasrete kapım aralanmıştı, Bu hasretin elinde ruhum yaralanmıştı. Artık yorgun yüreğim bu hayata doymuştu, Heyhat benim dostalarım, beni yalnız koymuştu. İçten içe küsmüştüm, gönülden darılmıştım, Hiç kırıldım demedim; ama çok kırılmıştım.’’ Aslında kırgınlığım belkide kendimeydi, Belkide bu hissiyat, saçma bir düşünceydi. Herkes kendi zannıyla hareket ediyordu, Kendi zannı ne ise, bir karar veriyordu. İnsanların birçoğu bu tutumla yaşardı, Zandan uzak durmayı çok az kişi başardı. Kin, kibir, gaflet ile hayat süren insanlar, ‘‘İncitme’’ diyen kalbi, bilmem ki nasıl anlar? Eğer anlasalardı ben onlara kızmazdım, Ve böyle bir şiiri, yemin billah yazmazdım. Bunları düşündükçe içten içe delirdim, Bu korkunç bir şey ama; ötekileştirildim. Kendin kanaatimce, ben hep haddimi bildim, Doğruları söyledim, bir kenara itildim. Kur-an, hadis, ne varsa birçoğunu taradım; Kendimle cebelleştim, hakikati aradım. Ulaştığım doğrular, toplum için yanlıştı, İşte bundan dolayı mevsimlerim hep kıştı. Doğruları dedikçe sandım ki dost kazandım, Doğru diyen insanı toplum seviyor sandım. Elimden geldiğince hep gerçeği demişim, En sonunda anladım, ben hiç sevilmemişim. Ki sevilmiş olsaydım, şimdi yalnız kalmazdım, Bu kadar nefret ile inanın ki dolmazdım… Ne yazık ki toplumun, ben en cahil insanı, Kendi öz toplumumla yaşıyorum hicranı, Bildim! Cehaletimle kararttım her vicdanı, Tekrar dişimi sıkıp ben yeniden susayım… |