AYRILIKSeni nasıl unuturum, olur mu böyle bir şey? Issız kalan vicdanımda senin dertli mazin var. Öyle bir gidiş yaptın ki, de hey gidi devran hey! Çiğneyip ezdin beynimi şimdi orda izin var. Senden öyle uzaktım ki, sende bana firaktın, Söyle gülüm niçin gittin; beni kime bıraktın? Bir sönmez ateşe koydun kendi elinle yaktın, Kalbim bir yangın yeridir, bende yanan közün var. Hiç durmadan kavruldum ben, bende olan közünde, Biraz acı biraz keder herkesin var özünde. Nasıl fark etmedim bilmem ama senin gözünde, Şimdi içimi kemiren, anlamsız bir hüzün var? Gamlanır yorgun yüreğim, hüznüne daldığımda, Birkaç damla yaş dökerim, çaresiz kaldığımda, Dert yazıp dert demek için kalemi aldığımda, Hemen karşıma dikilip gamla bakan gözün var. Gittin gülüm! Sende gittin, hiç ardına bakmadın, Her dem göğsümde sızlıyor geçmişte kalan yadın, Ürperir bütün tüylerim ne zaman duysam adın, Kulaklarımda çınlayan birkaç cümle sözün var. Sabır zehire dönmüştü köz gibiydi, ben yuttum. Senli, sensiz; gelip, geçen; günler yasını tuttum, O güzel ve nazlı sesin ahengini unuttum, Şimdi sadece zihnimde bir kez gülen yüzün var… |