Sadece Bir HiçŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Edebiyatın en ince dalı olan şiirlerimizde, bugüne kadar neredeyse hep yaşanılan şeyler ele alınmıştır. Bende elimden geldiğince bu geleneğe uymaya çalışan biriyim. Kendime şair demedim, dememde. Ancak yazmaya gayret ederim. Yazarken, hikayesinin olmasına her zaman dikkat ederim. Hatta hikayesi olmayan hiçbir şiiri kaleme almam. Bu şiirde onlardan bir tanesi. Ciğerlerimden kan süzdüren, beni ihtiyarlatan, her aklıma geldiğinde içimi sızlatan bir hikaye. Bu şiiri rahmetli kardeşim Tanju için kaleme almıştım. Hikayesini buraya yazmak istemedim. Hikayesini şiirin içinde anlatmaya çalıştım.
Yıllar oldu gurbette kanat çırpar yüreğim, Çok uzun bir zamandır terk ettim garip yurdu. Özlemini duydukça sızlar burun direğim, Gözüm, gönlüm o yerden yazık ki uzak durdu. Bazen, ıssızlığımı his eder iç çekerdim. Bazen, kara geceme türlü umut ekerdim. Bazen, yalnızlığıma ağlar boyun bükerdim, Bazen, derdim bu hayat artık beni çok yordu. Yıllarca böyle gezdim, dolandım onca yolu, Gurbet çoktan sarmıştı ön, arka, sağ ve solu, Bende mesken tutmuştum Silivri İstanbul’u, Bulunduğum mesleğim benim için onurdu. Bir sabah uyanmıştım saat yedi olmuştu, Nedensiz bir hüzünle yürekciğim dolmuştu, Bütün alemin derdi sanki beni bulmuştu, Benliğim sebepsizce o sabah boyun burdu. Binmiştim arabaya, ruhum sanki yetimdi, Telefonum çalmıştı, hayırdır bu da kimdi? Aldım, baktım, gördüm ki kardeşim İbrahim’di, Dedi: Abi durma gel! Tanju kendini vurdu. O an damarlarımdan sanki çekildi kanım, Kalp atışlarım artı, sızlamıştı sol yanım, Dilim tutuldu resmen tutuştum közde canım, Kızgın yağlar içinde, bu ses beni kavurdu. Mahmur olan gözüme yaşlar doldu dedim, ah! Güneş yeni doğmuştu, geri battı o sabah, Şaşırıp kalmıştım, ne yaparım ben eyvah! Beynim bu zor soruyu, o zaman bana sordu. İçten feryat ettim de duyan olmadı zarım, Sonra ‘ölmüş dediler’ ıslandı yanaklarım, Yola düştüm giderken; gitmedi ayaklarım, Hayat beni bu defa taştan taşa savurdu. Şenkaya’ya gidince bitkin gördüm herkesi, Kulağımda çınladı Tanju’nun o an sesi, Dediler: ‘Yarın öğlen kalkacak cenazesi!’, Bu söz benim içimde, sönmeyecek bir kor’du. Ertesi gün erkenden mezarını kazdılar, Bir tahta parçasına ismini de yazdılar, Benim bütün neşemi işte böyle bozdular, Tanju’nun mezarını dayım eliyle kurdu. Aklım fikrim almadı, şahit oldum bugüne, Zihnim takılı kaldı, birlikte geçen düne, Dediler ki Boztepe, gel toprak at üstüne, Toprak atılır mı hiç? Atamadım...Çok zordu! |
okunası anlamlı enfes bir şiir olmuş, kaleminiz daim ilhamınız bol olsun diyor,
Saygı sevgi ve tebriklerimle esenlikler diliyorum.