ZAMANSIZ YAŞARKEN
Yok mu bu zamanın dinleneceği bir istasyonu,
Ring yapmaktan yorulmayan bir otobüs gibi, Ne yakıtı bitiyor ne usanıyor alıp gidiyor herkesi, Geride kalanlara acımıyor hep hedefte gözleri, Göz açıp kapamadan kaçırıyorsun bu tereni, Ey zaman senin insafın gafletin hiç olmadı mı; Binen gider binmeyen hayıflanır helak eder kendini, Çiçeği burnunda evlilerin ölüme gidişi sanki, Yırtınıyor yer figan ediyor gök zamanın umurunda mı, Gelip gidiyor bugüne sarılıp uçarken bırakıyor yarını, Sermayen bu yarına bırakmam sana verdiğim emaneti, Bir yarın geldiğinde eyvahlar artarak kemiriyor içini, Zamanla derdin ne senin ervahı alemin eşrefi sefili, Giderken günlerin sen neden yere çakılıp kaldın ki, Düşündün mü zamanla yer arasındaki gerilmiş halini, Bu gerilim biter zamanla bir olup yola çıkarsan, O zaman tat alırsın her geçtiğin yerden yar olur zaman, Zamanla yar olanı durduramaz hiçbir şey uçarsın sevinçten, Mutluluk ve huzur treninde yolculuk ne zaman ey insan! Erol KEKEÇ/28.09.2023/12.54/Namazgah/İST |