TROYA SAVAŞI 4-"SAVAŞ BİTİYOR" (KARA-17)
Achilleus (Akilleus-Aşil)/ Sytx(Sitiks) Irmağı /
Hephaestus(Hıfestus)/Penthesililea(Penthesilya) Odisseus(Odisyus)/ Philoktetes(Filoktetes) VII-AMAZONLAR-SAVAŞ ŞİDDETLENİYOR- Ölmüştü Hector, savaşta dengeler yine değişmiştir, Cenaze törenine Amazon Kraliçesi Penthesilea’da gelmiştir. Ares ve Otrera’nın kızlarıdır bu korkusuz Amozon Kraliçesi, Yakın zamanda bir avda, yanlışlıkla öldürmüştür kız kardeşini. Derin bir keder içindedir kraliçe ,ölmek istemektedir, Ama bir Amazon kadını ,onurlu bir şekilde savaşta ölmelidir. Bu sebeple katılır Troyalıların tarafına, Ölüm gelene kadar birlikte savaşacaktır, on iki yoldaşıyla. Babası Ares kadar güçlüydü ve cesur bir savaşçıydı bu kadın, Adeta kabus gibi üzerlerine çökmüştü Akhalıların. Şimşek gibi hızıyla düşmanlarının arasına dalıyordu, Önüne çıkan savaşçıyı ,kılıcıyla birer birer katlediyordu. Aşil vardı hedefinde, yok edip alacaktı Hector’un öcünü, Ölse bile sonunda, olacaktı bu en büyük övüncü. Kayıtsız kalamazdı Aşil, bu meydan okumaya, Er yada geç karşı karşıya geleceklerdi nasıl olsa. Buldular birbirlerini savaş meydanında, Ve başladı büyük kavga sonunda. Hemen sonlanmamıştı bu düello, çok güçlü savaşçıydı ikisi de, Saatlerce sürmüş ,üstünlük kuramamış hiç kimse. Alt etmişti Aşil, Amazon Kraliçesini, nihayetinde, Saplamıştı mızrağını ,yere düşen rakibinin göğsüne. Huzur içinde ölmüş kraliçe, onurlu bir savaşçı gibi, Yok olmuş , bitmiş tüm acıları ve kederi. Merak etmiş Aşil, kim bu kahramanca dövüşen savaşçı, Aşık olmuş o kadına, çıkartınca savaş başlığını. Çok üzülmüş Aşil ve onurlandırmış güzel kraliçeyi, Tören düzenlenebilmesi için teslim etmiş cenazesini. VIII-AŞİL’İN ÖLÜMÜ Biliyordu zaten Aşil ,bu savaştan dönemeyeceğini, Annesi Thetis söylemişti oğluna öleceğini. Unutulmaktansa adı binlerce yıl anılmalıydı, Kahramanlıkları, cesareti dilden dile aktarılmalıydı. Ne kadar çok savaşçı öldürmüştü Aşil, kendisi de sayamadı, En zorlu rakiplerle bile savaşmaktan kaçınmadı. Korkusuzdu Aşil, korkmak bilmediği bir duyguydu, Tek bir zayıf noktası vardı ,bunu da sadece bir kaç tanrı biliyordu. Thetis daldırmıştı sol topuğundan tutarak Sytx ırmağına, Tüm vücudu kutsanmıştı, ölümsüzdü tutuğu yer dışında. Savaş devam ediyordu ama Troya’lılar zor dayanıyordu Paris ise intikam peşinde ,Aşil’in gaflet anını kovalıyordu. Kimilerine göre Apollon , Aşil’in en zayıf noktasını Paris’e söylemişti , Kimine göre Paris’in gönderdiği oku, sol bileğine o, yönlendirmişti . Ne olursa olsun ,hedefini bulmuştu zehirli ok, kehanet gerçekleşmişti. Aşil’in topuğunun hemen üstüne girmişti, bu noktayı hiç kimse bilemezdi. Hızla karıştı zehir Aşil’in kanına, sendeledi önce sonra yere düştü, Dünyanın en iyi ve en güçlü savaşçısı bu şekilde öldü. En güçlülerin bile zayıf bir noktası olduğunu gördük böylece, Günümüzde " Aşil Tendonu" adıyla adlandırılır, okla vurulduğu bölge. IX-TRUVA ATI-SAVAŞ BİTİYOR Aşil’in ölümü, Akhalarda büyük bir paniğe neden oldu, On yıldır süren savaş nedeniyle askerler zaten çok yorgundu. Zekasıyla defalarca düşmanlarını alt eden Odisseus çıkar ortaya, Tahtadan bir at yapacaktır, bir şekilde sokacaktır Troya’ya. Yapılır ahşaptan çok büyük bir at, uğraşılır günlerce, İçinde onlarca savaşçı girip bekleyecektir zamanı gelince. Savaşı kaybetmiş gibi davranıp Akhalar çekileceklerdi, Ahşap at içeriye alındığında ,ortaya çıkıp şehri ele geçireceklerdi. Bir gece gizlice ahşap atı surlara kadar getirdiler, Yanına da bir asker bırakıp görevlendirdiler. Akha ordusu gizlenmiş ,gemileri karadan uzaklaşmıştı, Troya’lılar sabah uyandıklarında savaşın bittiğini sanmışlardı. Görevli Akha askeri kandırmış sözleriyle, koca bir halkı; "Ey Troyalılar;Athena’ya kutsandı bu ahşap at, sunak olarak yapıldı. Beni de rüzgar tanrısına adadılar, yelkenleri rüzgarla dolsun diye, Son anda kaçtım ellerinden, sığınmak isterim size." Sevinç çığlıkları kaplamış Troya’nın her yerini, Bitti sanmışlar on yıllık savaşın cehennemi. Bir sorun varmış, bu devasa atı ne yapacaklardı? Yakarlarsa vururdu onları, Athena’nın gazabı. Karar vermiş şehrin ileri gelenleri, içine alacaklarmış, Böylece tanrıçanın taktirini onlar kazanacaklarmış. Uzun uğraşlar sonucunda içeri zorla sokmuşlar bu sunağı, Nereden bilecekler şehrin başına gelecek belayı. Gece olmuş, geç saatlere kadar eğlenmiş tüm Troyalılar, Nöbetçi askerler bile şarabın etkisiyle sızmışlar. Beklenen an gelmiş, birer birer çıkmış atın içinden askerler, Bu sırada şehrin kapısı açılmış girmiş dışarıda bekleyenler. Gafil avlanmış on yıldır dayanan Troyalılar, Birer birer kılıçtan geçirilmiş, yok etmiş Akhalılar. Yıkılmış, yakılmış koca şehir, tıpkı kraliçenin rüyasındaki gibi, Söylendiği gibi lanetliydi Paris, kesinlikle kahinler dinlenmeliydi. Paris, Helen’i savunuyordu, büyük bir savaşçının okuyla vuruldu, Zehirliydi ok çok acı çekti Paris, bağırıyor, çığlıklar atıyordu. Kimileri der ki , Hidra Yılanının zehri vardı okun ucunda, Kimileri de der ki, Hera bir damla kanından damlattı oka. Paris, Helen’in gözleri önünde acı içerisinde can verdi, Belki de o elmayı Aphrodite’e hiç vermemeliydi. Menelaos, uğrunda binlerce insanın öldüğü Helen’e kavuştu, Birlikte uzun yıllar Sparta’ da yaşadılar, tekrar kazandı kral onurunu. Tanrıların çoğu çok kızmışlardı bu sonuca, Hem hile vardı savaşta, hem de zarar verilmişti kutsal tapınaklara. Bu yüzden pek çok gemi karayı göremedi , Dönüş yolunda , Poseidon’un gazabı çoğunu yok etti Zorlukların en büyüğünü Odisseus’a verdi denizlerin tanrısı, Yıllarca sürdü onun, evine ulaşma çabası. |
sayenizde yeniden hafızamız tazelendi
Emeğe saygı ile