ElifDünya dediğin iki misket çocuk gözlerde ... Ellerime asılı hüzünlerin Yıldız saçlarıyla ateş bağı kurup göğü dinliyorum İçimin Elif bahçesinde Vaktin kuş heceli düşü Taş oyuklarında soluk benizli tohum Islak çığlıkların şiir dökümlü balkonundan Efsaneler salınıyor Rüzgarla uçuşan çiçekli bir çizgi eteğimin ucu.. Duyguların durgun sığınağında Yollar doğuyor Yağmur kokan ayazlara yüz sürerken Gözlerimin ışığında iklim penceresi Uzun gecelerin karanlık kanadı Gümüş pullar üzerinde çadırlar Yalnızlığın sıcak soluklu toprağı Avuçlarımın kızılına uyanan alev -nehirler gibi akan sesini sevdim çocuk- Yaşadıkça baharı dökülen Gül ufku hücrem Uçurtmalı tepelerin yazmalı oyasında Ay salkımlı duvak Sabrın umutla toparlandığı yurd Sesinde mavinin kıyı vuran menzili En ince yerinden geceyi Rüzgârı ve suyu Bir çocuğun sevilmeyi bekleyen yarasıyla dinliyorum Durmadan yağmur yağıyor Sesimin çağlayanında kekeme öykü Ve dilimin tipisinde ebruli kıyı Sokul yanıma Narin ellerin üşümesin .... |
sade ve içten.
tabi sonrası yere çakıldık bazılarımız yüz üstü
şarap görünümlü bir bardak zehirde olabiliyor kimi zaman veya tam tersi
bu işler çok zor
güzel şiiri kutlarım .