gül beyazıçöl kumlarında küle ateş harın yıldızlarıyla beyaz bir kıyamet çağlar gurbet vuslatıyla akar da akar gün yüzlü güller yağmurun sinesinde aydınlık gözyaşı nar damlası toprağa ki haresinde billur dudaklar rahiyalar açar ellerimin beyazı kadar seviyorum bahçeleri geçerken sokaklardan uzağından seslenip bir hayalin bereketli aynalara sabrın ikrarıyla dalıyorum ben bazen ayaklarıma düşen karanlığın adımlarını duyuyorum Işıklar içinde bir ırmağa soluklanıp sonsuzluğun beşiğiyle susmalar boyu ağaçlar kuruyorum bir fısıltının yollarında tüm kokuların renkleri ve dünyanın sessizce dumanlanan gecenin uykusundan öpüyorum kitaplarımdan ki ellerimin beyazı kadar seviyorum yalnızlığı çığlık büyümelerin köklenen dallarına gül diyorum içimde dünya şiirlerle altını çizdiğim gül beyazı hep böyle mahzun kuş kanatlarında ... |