DEDİKODUCU MARTILAR ve DENİZ
/ Biz o martıların gözünde hala sevgiliymişiz
Teknelerle sandallarla bizi konuşup duruyormuş çıplak ayaklarla sahilinde yürüdüğümüz deniz / Hatırlarsın balkonda çatlamış bir saksı vardı -unutman ayıp olurdu- Hep kalacakmışsın gibi değiştireceğim demiştin ben bunu çiçeğe eziyet ediyor zira sevmiyorum bu mendeburun huyunu Değiştirmene gerek kalmadı o çiçek kurudu Sen çiçeklerle konuşurdun o balkonda Kuşlara yem verirdin Kahvene gülümserdin Busemi hep numaradan unuturdun Sonra bir gün tükenmez kalemlerim bitti Sonra bir gün sen gittin Çocuklar diyorum yırtık pırtık elbiselerini dert etmeyip nasıl gülüp eğlenebiliyorsa sen de dünyanın sonu gibi görmeyebilirdin -tükenmez kalemlerim bitti ve ben ölmedim- çantanın sapının kopmasını çorabının kaçmasını ve veda etmek için uygun bahane bulamayışını Oyun biterdi ve giderdin çocuklar gibi İyi değildi aklının oyunu abartması Bıraktığın yer ne Golgotha’ydı ne ateşe atıldığı yer İbrahim’in Gerek yoktu yani şakağıma dayanıp durmasına metalik cümlelerinin Benim gibi çok vardır yani altı çizilmemiş sahafların tozlu raflarında hiç mi fark etmedin Bir çocuk vardı geçen gün sokakta çikolata diye bas bas bağırıyordu Bir annesine koşuyordu bir bakkala elinden tutup sürükleyecekti neredeyse annesini biraz daha büyük olsa Kedi bakıyordu ağaçlar insanlar duvarlar kaldırımlar bakıyordu evler parktaki atlı karınca Aklıma düştü o an bu şehrin hemen her sokağında aşk için nasıl koşturup durduğum seninle Tanrı arasında Şehir demişken bir şehir terkedilirken dili değiştirilmez ve yırtılmaz kaldırımları baştan sona / Bu arada biz o martıların gözünde hala sevgiliymişiz Dalgalarla balıklarla bizi konuşup duruyormuş el ele sahilinde yürüdüğümüz deniz…/ Özgür SARAÇ / Râzı |
Sence martılar olabilir mi?