6
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
987
Okunma
ayırdığım çadırlar
suya gizlenen çehre’nin kelime aynası
yol
içimde kızıl avaz
ayazlı göç ten
gölgesiz kanatların uzun tekrarlarında
boşluğun kayıp çocuğu
kaç tarih susmayı öğrendi kimbilir
Ki
masalsı iklimlerin penceresinde hayat
koklanılan bir güneş
yahut yağmur ırmağı
avuçlarıma..
zaman ürperir
zaman yüzünü saklar kelimelerin
sığdıgım deniz ve
ilerlediğim duraklar kadar yaşıyorum
ince sızıda terli türküler,yokuşlar,
sarnıçlar...
tohum bırakan sandıkların kimsesizliğinde
kendime varıyorum
sancılı adımların dağılan kayıpları
umudun bilmecesi
saçlarımı tararken rüzgar
havalı tepeler örülür duvarlara
ruhumun dağında sözler
yarım bir tarih
toplayın çadırları dudaklarımın ıslığına
gece ve ay geçerken omuzlarından
bazen iyi gelir mırıldanmalar
yıldız bırakan saltanatıyla
...
5.0
100% (15)