bağırmak gelir içimdenkadınlar bulut ağrısı yüzlerin güneş yüklü dağları kaç kez şairlerin uçurum ellerine kırmızı doğar ılık uğultulardan boşalan sır eserken nabzım gökyüzünü dinler siz dinlenirken tohumların uykusunda avuçlarıma kavaklar soyunur değişir mevsim rüzgar zeytin ağaçlarından iner soluruz hüznün ziyafetinde havayı kekeme gelen kanatların gecesinde sabah sonbahardır büyük yolculukların sabırsızlığı yatan nadaslarda hasret yüklü göçler fide verirken gözlerimin içine karşımda oturur sesim ve uzanır kolu kırık sokaklar adımını atan deniz en güzel çocukta büyür henüz hiçbir şey yaşamadım duvarları görmekten başka artık şarkısını dinlemek istiyorum teknede üşümenin ve ayrı düşmenin masalını yazmak ellerine ve adımın hilalinden koparmak ağır yükleri kirpiğimin ucundan uzayan yol hiç sebep yokken bağırmak gelir içimden ertesi günlere toprağın üzerinde çekilmez oldu kıskançlığım şair ellerinde yürüyen şehrin beş dakikasını gönlündeki Marmarayı ver ıslak dudaklarıma bana sesini bana geniş alnından sandığını ... |
Sevgiler...