Duyulmasını istediğimiz bir sevgi mesajı iletmek istiyorsak, bunun gönderilmesinden başka çare yoktur. Bir lambanın yanmaya devam etmesini istiyorsak, ona sürekli gaz doldurmalıyız. (Teresa Ana)
Paylaş
bu gün öldüm ben, sahte bir ressamın fırça darbesiyle silindim tablodan.
oysa kalbim sufi fikrim devrimci sevgim inci gibiydi benim; ama tam bu gün öldüm kendime gömüldüm ben.
öyle bir eylül geldi ki bana balçıkla sıvandı gökyüzüm gün karardı güneş söndü birden.
dediler ki, düşünmeden yaşamalıydın bir gözün kör olmalıydı bu alemde bir kulağın sağır, emek aşkı namuslu sevda ağır gelir bu düzene hadi çağır da kurtarsın seni sevgi istersek kalbini itlere yedirir düşlerini bitiririz istersek umutlarınla biz sevişiriz sana ne!
çığlıkları duyduğumda ölmeye başladım zaten, rüyalarım durdu kurudu damarlarımdaki kanım, gözlerimde pranga yaralarımda tuz; topuz gibi indikçe beynime korku firar etti aklım sorguda, dilimi otuz dişim tuttu melekler aldı sesimi kendimi zor çaldım pislenmiş geceden; ama insanlığım kaldı askıda.
işte tam bu gün öldüm, oysa sonbaharı seviyordum ben; sonbaharda eylülü, eylülde yağmuru özlüyordum; yağmurda ıslanmayı sevdiğimi beklerken bir ağaca yaslanmayı düşlüyordum.
ama bu gün öldüm ben, sizlerin sayesinde birden kayboldum sislerin arasında, alın ressam efendi ölülerden selam getirdim size çekinmeyin al renge sürün fırçanızı cesetleri de çizin resminizde.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
eylül şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
eylül şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Son iki bölüm çok etkili. Tabi ki oncan önce söylenenlere katılmamak olası mı? Değil. Tıkır tıkır anlatmış güz eylülleri dışındaki o eylülleri utandıran tek eylülü.
MaviArt'ın belirttiği gibi Atatürk'çülük adı altında Atatürk'ün kurduğu çağdaş Türk Dil ve Türk Tarih kurumlarını da bileştirilerek işlerliği kaybettirildi. Yabancı sözcüklerin istilası yaygınlaştı. İşin komik yanı Atatürkçülük kavramını gereğinden fazla dile getirenler cahilce yaptılar bunları. O yıldan bu güne doğu kökenli sözcüklere dokunulmadı, göstermelik olarak da batı kökenli sözcüklere karşılık bulunmaya çalışıldı. TDK şimdi sözlük ve dil bilgisi hizmetleri vermektedir adeta.
Kurulduğunda dilimizin üçte ikisini Türkçeleştiren TDK Eylül kurbanı oldu. Saygıdeğer Ömer Nazmi. Takdir duygularımla saygılarımı sunarım
işte tam bu gün öldüm, oysa sonbaharı seviyordum ben; sonbaharda eylülü, eylülde yağmuru özlüyordum; yağmurda ıslanmayı sevdiğimi beklerken bir ağaca yaslanmayı düşlüyordum.
ama bu gün öldüm ben, sizlerin sayesinde birden kayboldum sislerin arasında, alın ressam efendi ölülerden selam getirdim size çekinmeyin al renge sürün fırçanızı cesetleri de çizin resminizde.
Eylül ayına yüklemeyelim bütün suçu..Birazda insanlar değilmi nedeni...Harika bir şiirdi...Kutlarım...
kör düğüm bir sevdanın kapı eşiğinde bir dilenci görünümünde sadakat huysuzlanan tayların kişnemesinde ruh yozlaşmış duyguların emrinde şeytan daha ne beklersinki bu dünyadan
deniz güneş
sevgiyle kalın
kıyas tarafından 9/13/2008 7:48:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
namuslu sevda ağır gelir bu düzene hadi çağır da kurtarsın seni sevgi istersek kalbini itlere yedirir düşlerini bitiririz istersek umutlarınla biz sevişiriz sana ne!
ustaca...şiirinizin bir rengi var.hiç birimizin yeterince tanımadığı ama görünce selam vermeden geçilmeyecek kadar güzel saygılarımla
İnsan kendi tarihini yazacak olsa kuvvetle muhtemel en fazla "eylül"ün satır aralarına sıkışmış ayrıntılardan bahsedecektir; zira o, kanayan sûretini dünyanın içine bırakmış bir zaman dilimidir.. Eylül; sesinde hüzün, bakışlarında karamsarlık ve edâsındaki kırgın hava ile yaşam var olduğu müddetçe solgunluğuyla saracaktır insanı ve bir de onunla anılan hadiseler de olduğu sürece bu alışkanlığını hiç değiştirmeyecektir.. Onu bir zemin kabul edip kederli dokunuşlarla hem kendi ömrüne hem de bu coğrafyanın ömrüne dokunan bu çalışma fazlasıyla takdire şâyândır.. Kutlarım efendim.. Kalın sağlıcakla..
ama bu gün öldüm ben, sizlerin sayesinde birden kayboldum sislerin arasında, alın ressam efendi ölülerden selam getirdim size çekinmeyin al renge sürün fırçanızı cesetleri de çizin resminizde.
Sevgili Ömer Nazmi...
Dokuz yıl süren mazi... Kudüs mitinginin ardından aforoz çıkarma... On bir yaşımın anlamsız gözlerle baktığı güne geri götürdü şiirin bir an beni sevgili Ömer Nazmi... İstanbul sokakları bomboştu o gün, gözlerimde kalanlar ise dolu dolu...
Ressam güzel metafor anlayana... Bu dizelerin yorumu üstünde güne dair, yaşama dair bir anektod... Ve şiirler tarihin en güzel anlatım biçimidir en esaslı belgeleri bana göre. Ve ölenler ve bizde kalan izler...
Ve gidenler, yerine gelenler daha çok şiir yazılacak daha da beterleri bence... Güne yakışan dizeler, şaire yakışan dizeler, yapına yakışan dizeler...
ama bu gün öldüm ben, sizlerin sayesinde birden kayboldum sislerin arasında, alın ressam efendi ölülerden selam getirdim size çekinmeyin al renge sürün fırçanızı cesetleri de çizin resminizde.
kendimi zor çaldım pislenmiş geceden; ama insanlığım kaldı askıda.
işte tam bu gün öldüm, oysa sonbaharı seviyordum ben; sonbaharda eylülü, eylülde yağmuru özlüyordum; yağmurda ıslanmayı sevdiğimi beklerken bir ağaca yaslanmayı düşlüyordum.
ama bu gün öldüm ben, sizlerin sayesinde birden kayboldum sislerin arasında, alın ressam efendi ölülerden selam getirdim size çekinmeyin al renge sürün fırçanızı cesetleri de çizin resminizde. ***************** BİR ÖLÜM BİRDE ZULÜM UNUTULUR MU** BİR DEVRİN TANIĞI ŞİİR .. KUTLUYORUM YAZDIRAN YÜREĞİ SAYGILARIMLA ŞİİR VE SEVGİYLE KALIN.
ülkemin talan ülkesi olmasının tohumları ekildi 28 yıl önce neden bugünlere geldiğimizin hesabını soramadık gerçek suçlulardan eylül kalkamadı bir türlü sanık sandelyesinden
öldük ya şair öldük halkına sevdalı gençlerimiz yaşamdan koparılırken ... yüreğimize ses olmuşsun şair çok çok sağol sevgiyle saygıyla
Böylesi kaos ortamlarının resmedilişini düşündükçe nedense hep Picasso'nun ünlü Guernica tablosu gelir aklıma .. Bir Alman generali sergisini gezerken ressama sorar '' Bu resmi siz mi yaptınız ? '' diye ve Picasso'da '' Hayır siz yaptınız '' der ...
Ben de çok özlüyorum o güzel Eylül ayının rengarenk yere düşen yapraklarının arasında çiseleyen yağmurun altında sevgiliyle el ele rahatça dolaşmasını ...
Bizler hatta çocuklarımız yaşadık ama umarım torunlarımız böylesi bir kaosu yaşamazlar ....
Kutluyorum, hüznün güzel bir aktarımıydı şiiriniz , sevgilerimle ÖmerNazmi ...
Guldane Dal tarafından 9/12/2008 4:22:36 AM zamanında düzenlenmiştir.
sevgili ömer oniki eylül kimleri ve neyi öldürmediki , basta insani öldürdü sonra insani insan yapan dili öldürdü TÜRK DIL KURUMU VE TARIH KURUMUNU kapatarak, insani gelistiren sanati öldürdü ( her ne kadar kendisi aglayan geyik benzeri resimler cizse de ) bu zülüm unutturlmamali kardesim sagol
Tabi ki oncan önce söylenenlere katılmamak olası mı? Değil.
Tıkır tıkır anlatmış güz eylülleri dışındaki o eylülleri utandıran tek eylülü.
MaviArt'ın belirttiği gibi Atatürk'çülük adı altında Atatürk'ün kurduğu çağdaş Türk Dil ve Türk Tarih kurumlarını da bileştirilerek işlerliği kaybettirildi. Yabancı sözcüklerin istilası yaygınlaştı. İşin komik yanı Atatürkçülük kavramını gereğinden fazla dile getirenler cahilce yaptılar bunları. O yıldan bu güne doğu kökenli sözcüklere dokunulmadı, göstermelik olarak da batı kökenli sözcüklere karşılık bulunmaya çalışıldı. TDK şimdi sözlük ve dil bilgisi hizmetleri vermektedir adeta.
Kurulduğunda dilimizin üçte ikisini Türkçeleştiren TDK Eylül kurbanı oldu.
Saygıdeğer Ömer Nazmi.
Takdir duygularımla saygılarımı sunarım