gece rüzgârları
kirli küreyi izlerken sessiz ay
kefeni ten mezarı süsen ölüleri gezer rüzgâr; titretir inmeli yürekleri bir bir yalar us çıbanlarını sancılarını yoklar şirret hayatın kendini sürer gönül yaralarına iğrenmeden öper irinlerini, sinedeki sinleri açar tek sözle gizlice yer kalan dünü, bu yüzden toktur geçmişin geniş karnı insanı emerek doyar zaman. nilüferim, yüreğimdeki sihirli ferim! bil ki, adam olan ardan örülü can yapısıdır kendine açılan dünya kapısıdır kalbi, bir yanı aşiyan bir yanı salacaktır sırça köşkün, konanları sevdayla karşılar gülerek yıkar gidenlerin cenazesini. ve soyuldukça aşkın kabukları kiminden yılan çıkar kiminden yâr… elimizde birikir gerçek dilimizde saklarız, kimse bozamaz tılsımını; yıldızlarla arkadaş yağmurla yoldaş olur, bulur bilinmeyen adresleri gece rüzgârıyla çalar kapısını… ö.n Fotoğraf Şerife Hilal Değirmenci |
kiminden yılan çıkar
kiminden yâr…
şiir de şiirmiş aman ha üstat silkindim okumaya dalmışım
ya bu kopyaladığım sözler çok güzel bir anlatımdı
tebrik etmemek elden gelmez ruhum etti bile