ACIDAN BOZMA HIÇKIRIKLARBen ne zaman tütüne sarsam sevdamı, Dede hatırası tabakamdan, Akşam çökerdi tuz basılmış yaralarıma, Üzengisi olmayan bu hayatta, Acıdan bozma hıçkırıklarla, Kaderin karası önüme çıkardı apaçık, Hırpalanmış gecelerim tenimde solgun, Adımın baş harflerinde acz, Eski günahlarda yaprak dökümü, Yüzü duvara dönük çocuk gibiyim, Ağlayamıyorum!... İçimden kalkan cenazeleri saymadım, Dağ kadar sabırlı, Aşk kadar sessiz olamadım, Bazı cümleler hiç unutulmadı, Bazı şarkılarsa hiç susmadı, Üstü çizili uzun uzun sohbetlerin, Kırlangıç çığlığında yitik vicdanlar, Niyeti belli olmayan bi yabancı içimde, Sorgular durur dilimin söyleyemediklerini, Diyeceklerim söylemekle bitmez ki, Oysa gözlerim dilsiz, Sözlerim sağır... Yedi kıta gezdim, Ayak izlerinin peşinde, Uçmayı öğrenmeden daha, Göçmeye mecbur kaldım, Sabahın sığ vaktine sığındım, Sürgün bedenlerde uyandım, Tutkuyla harmanladım yarınlarımı, Kınalı kekliklere selam verdim, Karaağaç eteğinde gölgelendim, Buğday sarısı tarlalarda köklendim, Küskün şakayıklarla sözlendim, Kafiyelerinden öptüm hasretin, El emeği göz nuru sevgiler serdim, Ömür atölyemdeki mesnetsiz kalabalıkta, Son yazdan kalma deliverenler, Asırlık bir kumaş parçası tenimi saran, Sızar anılar gecelerden mütemadiyen, Buğulanmış resimlerde ağıtsız iç çekişler, Balçıkla sıvanmış acı bi tebessüm, Secdeye duran sözcüklerde matem günü... Yolu düşer mi yine; Mutlu anlarımın kapıma, Rüyadan uyanmış gibi, Hisseder miyim yine?.. |