YIKIK GÖNÜLLER MALİKÂNESİBen hep sensiz seyrettim yalnızlığımı, Öylece yanımdan sessizce geçerken, Kırmızı rugan pabuçları her giydiğimde, Hep sen geldin aklıma, Çürük meyve ağaçtan çabuk düşermiş ya, Zaman unutturmasın insanı başka dudaklarda, Çaresizliği şiirlerde öğrendim, Kabullenmeyi yüzsüz aynalarda, Yenilgiyi esamesi okunmayan meydanlarda, Kimsesizliği de sahipsiz beşeri aldanışlarda.. Şu sığındığımız köhne dünyada, Acılarımız da birdi bizim, Arar sahibini şimdi incinmiş ahım, İbret olsun diye önüme dökülürken yazgım, Her şeyi, herkesi kıpkızıl karanlıkta yok saydım, Korktuğum ne varsa ömrümde özgür bıraktım... Ben acılarımı hep susarak anlattım, Yalanların yaraladığı kelimeleri seçerken, Uğruna üzüldüğüm onca şeye rağmen, Benim sebepsiz gülmelerim, Gardan gara uğurlanan trenler gibi, Hep acılarımı gizlemek içindi, İnsanın mevsimlerine kor düşmesin, Özrü dilenmemiş bir sarımlık hasretlerde, Tozlanmış koltuklardaki mıhlanmış hüzünlerde, Gecikmiş baharlarım oldu, Kucağımda debelenen pelesenk bi şarkı, İpotekli yarınlarda düşlerim düçar kaldı, Saklı mazeretlerim günü birlik yaşamaya alıştı, Yastığım bir diken ruhuma batan, Mahçupluğum bil ki çocukluğumdan... Birine güvenebilseydim eğer; En çok sana güvenirdim, Sen benim en güzel yolculuğumdun Ben özlemek için sevmişim meğer seni, Kavuşmak benim ne haddime, Gitmez dediğimde gittin benden, Yapmaz dediğimde kanattın beni, Yüreğe yara oldun, Gurbete saldın beni, Etrafa saçılmış yürek sancılarında, Her yağmur sonrası toprak kokuları, Ceplerimdeki küllerde bir ceylan ağıdı, Bir yanım kuru bir yalnızlıkta, Sözlerim hep kifayetsiz, Yollarım hep yokuş, Sokaklarım hep ışıksız şimdi, Kelimelerim incinir susunca, İntikam sahne alır usulca, Bazı hikâyeler yarım kalmamalı ama, Her yaşımın acemisiyim artık, Hangi zamana aitim bilmiyorum, Gönlüm sanki yıkıklar malikânesi... Sandım ki döner gelirsin, Sensiz ve sessiz bağrımın köşesine, Yıllarca koştum sana, Ama varamadım ki yanına, Kokuna bari doyabilseydim keşke, Çekip gitmeyi de bilmelisin bazen, Kavuşacak gibi de değiliz zaten, Kargalar yuva yapar, Kırlangıçlarsa gidermiş, Kim bilir! Belki bir gün; Kaybedenlerin en meşhuru olurum, Gidenleri biriktiren... |